11. Hukuk Dairesi 2015/10 E. , 2015/2646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/03/2014 tarih ve 2013/777-2014/149 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde emekli maaş hesabı bulunduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle maaş hesabına herhangi bir bilidirim yapılmadan bloke konulduğunu, sözleşmedeki rehin ve temlike ilişkin hükümlerin haksız şart niteliğinde olduğunu ileri sürerek, blokenin kaldırılmasını ve haksız olarak kesilen 8.039,28 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının maaşından kesinti yapılmasını peşinen kabul ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının herhangi bir icra haciz kararı bulunmadan ve herhangi bir bildirimde bulunmadan davacının maaşına bloke koyduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacının emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve haksız kesilen tutarın iadesi istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 3/e maddesinde; tüketicinin "Mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi", 3. maddesinin h bendinde tüketici işleminin "mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi" ifade edeceği, aynı yasanın 2. maddesinde ise bu kanunun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal veya hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, dava tüketici mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılmış ise de ihtilaf bankacılık işleminden kaynaklanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK"nın 4/1-f maddesi uyarınca, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Bu itibarla, mahkemece davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.