Esas No: 2021/16001
Karar No: 2022/453
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/16001 Esas 2022/453 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın uyuşturucu madde bulundurmak suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyetine dair karar incelendi. Dosyada yapılan incelemeler sonucu; sanığa çıkarılan ve usulüne uygun tebliğ edilen duruşma davetiyesine rağmen sanığın duruşmaya katılmadığı ve davanın yokluğunda sonlandırılabileceği şerhi düşüldüğü belirlendi. Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, işlenen suçun bu karardan önce gerçekleştiği için şartları oluşmadığı anlaşıldı. Ayrıca, suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının \"bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası\" olarak belirlendiği, ancak daha sonra yürürlüğe giren CMK'nın 251. maddesi gereği basit yargılama usulünün uygulandığı durumlarda mahkûmiyet kararının dörtte bir oranında indirileceği belirtildi. Kanun maddeleri açıklandıktan sonra, sanığın temyiz itirazları doğru bulunarak hükmün bozulmasına karar verildiği belirtildi.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ÖDEMİŞ 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanık adına çıkarılan ve usulüne uygun tebliğ edilen duruşma davatiyesine duruşmaya devam edilerek davanın yokluğunda bitirilebileceği şerhi düşüldüğü anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1-Sanık hakkında Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2016 gün- 2015/411 esas ve 2016/7 sayılı kararı ile 5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.02.2021 tarih ve 2015/369 esas sayılı yazısı ile sanığın 25.08.2015 tarihinde yaralama suçunu işlediğinden bahisle ihbarda bulunulduğu, ihbara konu suçun, 2015/411 esas ve 2016/7 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından önce işlendiği anlaşıldığından, şartları oluşmadığı halde hükmün açıklanması,
2-Kabule göre;
a)Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3.fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Suç tarihi olan 05/06/2012 tarihi itibariyle yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu gözetilmeden, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.