10. Hukuk Dairesi 2016/18129 E. , 2017/5917 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödenen aylıklar nedeniyle borçlu olmadığının ve davalı Kurumun yaptığı takip nedeniyle icra inkar tazminatı talep edemeyeceğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkeme uyulan bozma ilamımızda, “…yersiz ödemelerin sigortalının biriken aylıklarından mahsubu yapılırken, en eski tarihli olanlardan başlanılmak suretiyle asıl borç ve alacak mahsubu yoluna gidilmesi yerine, Kurumun, kendi asıl alacağı ile bunun faizi toplamının, sigortalının biriken aylık asıl miktarından mahsup ederek kalan aylık asıllarını ödemesi hatalıdır. Ne ki, kesinleşen davalarda, Kurumun alacaklarının yersiz ödenen her bir aylığın ödeme tarihinden hesaplanan yasal faizle istirdadı, sigortalının biriken aylıklarının ise davaların açıldığı ve ıslah tarihlerinden hesaplanacak yasal faizle tahsiline karar verilmiş olup, mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin mahsuba yönelik düzenlemesi ile kesinleşmiş karar birlikte değerlendirilerek, davacı sigortalının, Kurumdan alacağı bakiye miktarın bulunup-bulunmadığı araştırılıp, borç veya bakiye alacak miktarı buna göre belirlenip, sonucuna göre karar verilmelidir.” hususları belirtilmiş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda, önce asıl alacaklar mahsup edilerek davacının 7.725,93 TL alacağının bulunduğu, sonra bu bakiye alacağın, kuruma olan faiz borcundan mahsubu ile 12.392,45 TL"lik faiz borcunun bulunduğu, davacının 21.12.2005-07.07.2009 tarihleri arasındaki yaşlılık aylığı tutarı ile bunun 07.07.2009 tarihine kadarki faiz miktarı dikkate alınıp kuruma olan faiz borcu düşüldükten sonra 17.456,95 TL alacağının olduğu belirtilmiş ise de, kesinleşen mahkeme kararında, “25.800.-TL tutarındaki 21.12.2005-07.07.2009 döneminde ödenmeyen maaş alacağının 07.07.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya
verilmesine,” şeklinde hüküm kurulduğundan, işbu davada 21.12.2005-07.07.2009 tarihleri arasındaki yaşlılık aylığı tutarı 26.126,73 TL olarak belirtilmiş ve bu tutarın 07.07.2009 tarihine kadar olan faizi (kesinleşen kararda 07.07.2009 tarihinden sonrası için faiz hesabı yapılması belirtilmiştir.) dikkate alındığından, hesaplama yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, bir önceki bozma ilamımızda belirtilen şekilde hesaplama yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.