Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/8065 Esas 2014/10814 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8065
Karar No: 2014/10814
Karar Tarihi: 10.06.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/8065 Esas 2014/10814 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen menfi tespit davasında, davalının İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'ne olan borcuyla ilgili olarak karar verildi. Kısa kararda davanın kabul edildiği belirtilirken, gerekçeli kararda davacının kötü niyetli olarak çeki adi takibe koymadığı ve imzanın da kendisine ait olduğu sonucuna varıldı. Ancak tazminat yönünden çelişki yaratıldığından, kararın bozulması gerektiği belirtildi. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298/2. maddesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun bir kararı referans alındı.
HMK'nın 298/2. maddesi, \"Kararın yazılması durumunda gerekçeleri ayrıca gösterilir ve kararın sonucuna ve kesinleşmesine etki eden unsurları tamamen ortaya konulur\" hükmünü içermektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun ilgili kararı ise, farklı hükümleri içeren kısa ve gerekçeli kararların tazminat yönünden çelişki yaratması durumunda kararın bozulması gerektiğini belirtmektedir.
19. Hukuk Dairesi         2014/8065 E.  ,  2014/10814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 19/09/2013
    NUMARASI : 2011/328-2013/361

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda “Talep gibi açılan bu davanın kabulüne” denildiği halde, gerekçeli kararda “davacı tarafından açılan davanın kabulüne, davacının İstanbul 13. İcra Müdürlüğü"nün 2010/22455 Esas sayılı icra takip dosyasıyla takibe konulan 6.000 TL asıl alacak, takip tarihi itibariyle işlemiş 252,49 TL işlemiş faiz, 300 TL tazminat ve 18 TL komisyon olmak üzere 6.570,49 TL tutarındaki borçtan davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı çeki adi takibe kötü niyetli olarak koymadığı ve imzanın davacıya ait olup olmadığının bilebilecek durumda son ciranta olması nedeniyle, bilemeyecek durumda olduğundan istenen % 40 kötüniyet tazminatının reddine" denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında tazminat yönünden çelişki yaratılmıştır. Bu hal, HMK"nın 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.