Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20485
Karar No: 2019/309
Karar Tarihi: 14.01.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/20485 Esas 2019/309 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/20485 E.  ,  2019/309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı ... Alp vekili, evlilik birliği içinde davalı erkek adına edinilen ... ili 281 ada 1 parsel 4 numaralı bağımsız bölüme ilişkin 50.000 TL katılma alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davaya konu taşınmazın davalının kişisel malı olduğunu, evlenmeden önce SS ... ... Yapı Kooperatifinden 1381 ada 9 numaralı daireyi satın aldığını, evlendikten sonra tarafların ..."ya taşındıklarını, ..."daki evi satarak bedeli ile ... Yapı Kooperatifinden 7544 ada 1 parselde kayıtlı daireyi aldıklarını, tarafların sonra yeniden ..."ya taşındıklarını, ..."daki evi satarak ..."da davaya konu daireyi edindiklerini, davalının davaya konu daire için 24.11.2010 tarihinde ... Bankasından 22.508.82 TL kredi çekip taksitlerini ödediğini, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 23.790.095 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
    Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
    Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).
    Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
    Tasfiyeye konu taşınmazın bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK"nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
    Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
    Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınmalıdır.
    Somut olaya gelince; eşler, 29.08.2003 tarihinde evlenmiş, 21.01.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma
    rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu 281 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 25.11.2010 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
    Mahkemece; ... ... mahallesi 1381 ada 1 parsel 9 numaralı bağımsız bölümün 25.06.2002 tarihinde ferdileşme suretiyle davalı adına tescil edildiği ve davalının kişisel malı olduğu, bu taşınmazın daha sonra satılarak, ..."daki evi aldığı, bu evin 99.000 TL"ye satılması ve ... Bankasından 40 ay vadeli 23.000 TL kredi ile davaya konu dairenin, 125.000 TL"ye alındığı, 05.05.2016 tarihli ek raporda, davaya konu taşınmazın en güncel değerinin 139.000 TL olduğu, 09.03.2015 tarihli hesap raporundaki hesaplamaya itibar edilerek, aktif değerlerde hesap bilirkişinin denkleştirme yaparak belirlediği 90.090 TL ile kredinin son üç taksit karşılığı 1.329.81 TL"nin aktif değerden düşümü sonucu belirlenen miktarın yarısı nispetinde davacının katılma alacağı olduğu gerekçesi ile davacı lehine 23.790.095 TL katılma alacağına hükmedilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama yöntemi, daire ilke ve uygulamalarına uygun değildir. Dosya kapsamından, davalının denkleştirmede dikkate alması gereken ve kişisel malı olduğu konusunda ihtilaf bulunmayan 9 numaralı meskenin 70.000 TL"ye satılarak, ... 7544 ada 1 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın alımında kullanıldığı açıktır. ..."daki 1 numaralı parseldeki taşınmazın, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde 100.000 TL bedelle alındığına, bu miktarın 70.000 TL"si davalının kişisel malından karşılandığına göre, bakiye 30.000 TL"nin nereden karşılandığı, davalının 08.04.2015 havale tarihli dilekçesinde, kıdem tazminatının taşınmazın alımında kullanıldığını ileri sürdüğü de gözetilerek, işe giriş ve tazminata ilişkin varsa tüm belgeler de getirtildikten sonra, 30.000 TL bedelin ne kadarının kişisel mal, ne kadarının edinilmiş mal olduğunun belirlenmesi gerekecektir. Bundan sonra belirlenecek duruma göre, ..."daki 1 numaralı parselin 99.000 TL"ye satılıp, bu paranın davaya konu taşınmazın alımında kullanıldığı, 125.000 TL"ye alınan dava konusu taşınmazın, bakiye 23.000 TL"sinin kredi ile, kalan 3000 TL"sinin aksi ispat edilemediğinden, edinilmiş mallardan ödendiği, yine çekilen 40 ay vadeli kredinin 37 taksiti evlilik içinde ödenmiş olduğundan 37/40 orana isabet eden kısım dikkate alınarak , yukarıdaki Daire ilke ve uygulamaları doğrultusunda edinilmiş mallardan karşılanan kısımlar sebebi ile artık değerin bulunup, buna göre yarı oranda davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan karara yönelik yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, davacı vekilinin temyiz itirazları (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine
    14.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi