Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4790
Karar No: 2015/2630
Karar Tarihi: 26.02.2015

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/4790 Esas 2015/2630 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/4790 E.  ,  2015/2630 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2013 tarih ve 2010/419-2013/276 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl davada davacı ... dışındaki diğer davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/02/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl davada davacılardan .... hariç tüm asıl davada davacılar vekili Av. ..., ... vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekilleri, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı şirketin fiili yönetiminin 25/02/2007 tarihinde düzenlenen Stratejik Ortaklık Protokolü ile ... ve/veya .... tarafından yürütüldüğünü, 30/04/2010 tarihli genel kurul toplantısında davacılar ve pek çok paydaş ile birlikte şirket denetim kurulu üyelerinden ... tarafından TTK."nın 348. maddesi gereğince özel denetçi tayin edilmesi gerektiğinin ve 2009 yılı şirket bilançosunun tasdiki ve yönetim kurulunun ibrası maddelerinin ayrıntılı rapor gelinceye kadar ertelenmesinin teklif edildiğini, genel kurul toplantısında bu teklifin oy çokluğuyla reddine karar verildiğini, davalıya keşide edilen 10/05/2010 tarihli ihtarname ile özel denetçi tayin edilmesinin talep edildiğini, ihtarnameye verilen cevapta konunun genel kurulda görüşülmek üzere yönetim kurulu gündemine
    alınabileceğinin belirtilmesine rağmen davalının tamamen hareketsiz kaldığını, özel denetçi tayinine ilişkin madde oylamasında şirket sermeyesinin %10’undan fazla hisseye sahip paydaş tarafından kabul oyu kullanılmış olmasına rağmen genel kurul tarafından bu talebin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, özel denetçi tayinine ihtiyaç gösteren durumların bulunduğunu, denetim kurulu üyesi ... tarafından verilen denetçi raporunda davalının zarar ettiğinin belirlendiğini, ayrıca ...’ye yapılan ödemelerin usulüne uygun olup olmadığının ve alınan hizmetlerin piyasa rayiç değerlerine göre uygun olup olmadığı hususlarının esaslı bir şekilde tetkikinin zorunlu olduğunu, denetçi tarafından düzenlenen raporun okunması sırasında şirketin yönetim kurulu başkanının denetçinin görüşlerine katıldığını ve şirket faturalarının %80’inin ... üzerinden geçirildiğini belirttiğini ileri sürerek, asıl davada davalı şirketin 30/04/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan özel denetçi tayininin reddine ilişkin kararın hükümsüzlüğünün tespitini ve TTK"nın 348. maddesi uyarınca şirkete özel denetçi tayinini, birleşen davada, 30/04/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 4-6-7-10 no"lu kararların iptalini, yine davalı şirketin 30/04/2010 tarihli 2010 yılı B ve C grubu imtiyazlı pay sahipleri genel kurul toplantısında sermayenin arttırılmasına dair alınan kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 6762 sayılı TTK."nın 348/II. maddesi gereği genel kurul tarihinden itibaren en az 6 ay önceden beri esas sermayenin en az onda birine sahip olan pay sahiplerinin özel denetçi atanmasını talep edebilecekleri, somut uyuşmazlıkta ise 30/04/2010 tarihli genel kurulda özel denetçi tayinini talep eden davacı ....’nin genel kurul toplantı tarihinde %3,07 oranında pay sahibi olduğu, bu teklif hakkındaki oylamada davacı pay sahiplerinin de aralarında bulunduğu şirket sermayesinin yaklaşık %19’unu temsil eden pay sahipleri tarafından teklifin kabul edildiği, bu durumda en az %10 paya sahip azınlığın özel denetçi atanması talebinde bulunması şartının yerine getirilmediği, davacıların 6762 sayılı TTK.’nın 348/III. maddesi gereği özel denetçi atanması hususunda yeterli delil ve emare göstermedikleri, birleşen davadan da feragat edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada davacı ... dışındaki diğer davacılar vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Asıl davada ilk istem, davalı şirketin 30/04/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan özel denetçi tayini talebinin reddine ilişkin kararın hükümsüzlüğünün tespitine ilişkindir.
    Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK."nın 348. maddesi uyarınca, azlığın özel denetçi tayini istemi genel kurulca reddedilmişse, ilgililer mahkemeye başvurmak suretiyle özel denetçi seçimini isteyebilirler. Özel denetçi seçimi talebinin reddine ilişkin genel kurul kararının iptali isteminde ise azlığın hukuki yararı yoktur. Çünkü azlık, istemin reddi halinde mahkemeye başvurma hakkı kazanmaktadır. Kanun koyucu da bunun için istemin reddi halinde iptal yoluna gitmeyip, özel denetçi seçiminin mahkeme kanalıyla sağlanması hükmünü getirmiştir.
    Bu durum karşısında mahkemece, asıl davada özel denetçi tayini talebinin reddine dair genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti isteminin, yukarıda açıklanan gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddedilmesi doğru değil ise de, HUMK.’nın 438/son maddesi uyarınca, asıl davada 30/04/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan özel denetçi tayini talebinin reddine ilişkin kararın hükümsüzlüğünün tespiti isteminin reddine dair sonucu itibarıyla doğru olan hükmün, gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
    2- Asıl davada ikinci istem ise davalı şirkete özel denetçi tayinine ilişkindir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK."nın 348. maddesine göre özel denetçi atanmasına ilişkin kararlara karşı temyiz yolu açık iken, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK."nın 440. maddesinde, özel denetçi atanmasına ilişkin kararların kesin olduğu öngörülmüş olup, usulü nitelikteki bu düzenlemenin, usul kurallarının derhal uygulanması ilkesi gereğince, görülmekte olan davalarda da uygulanması gerekir.
    HUMK.’nın 432/4. maddesine göre, temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay ilgili dairesi tarafından da bu konuda karar verilebileceğinden, asıl davada davacı ... dışındaki diğer davacılar vekillerinin davalı şirkete özel denetçi tayini talebinin reddine dair karara karşı bulundukları temyiz isteminin, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 440. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı ... dışındaki diğer davacılar vekillerinin, özel denetçi tayini talebinin reddine ilişkin 30/04/2010 tarihli olağan genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti isteminin reddine dair yerel mahkeme kararına karşı bulundukları temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibarıyla doğru olan yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı ... dışındaki diğer davacılar vekillerinin, davalı şirkete özel denetçi tayini talebinin reddine dair karara karşı bulundukları temyiz isteminin REDDİNE, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada temyiz eden davacılardan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi