Davacı, Bağ-Kur"a kayıt tarihinin 31.03.1978 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalı SGK Başkanlığı ve Düzce Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığını hasım göstermek suretiyle 22.03.1985 olan 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigorta başlangıç tarihinin 31.03.1978 olduğunun tespitini istemiş, verdiği 18.11.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde davasını yanlış açıkladığını odada yapılan mükerrer kaydının düzeltilerek elle yapılan kaydın gerçek oda kaydı olduğunun tespitini talep ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile,davacının Düzce Şoförler ve Otomobilciler Odası kayıtlarındaki geçerli üye kayıt numarasının 2949 olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. Maddesinde ;İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulacağı bu mahkemelerin :A) 5018 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (E) fıkrasına göre sendikaların açacakları ve bu sıfatla aleyhlerine açılacak hukuk davalarına;B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakacağı bildirilmiştir.
Diğer yandan, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesinin veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa’da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların iş mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere iş mahkemelerinde bakılamaz. Iş Mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun l.maddesini esas olarak belirleyecektir.
Yasa hükmünün açıkça belirttiği üzere iş mahkemelerinin görevleri arasında dava konusu uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Anayasanın 135. maddesine göre, meslek kuruluşları kamu kurumu niteliğindedir. Aynı düzenleme, 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Yasası’nın 1. maddesinde de yer almıştır. Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 24.4.1980 gün ve 1980/7-7 sayılı kararında, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetsel yapı içinde bulunan ve kamu hizmeti gören idari birimler olduğu, odalara kayıt işlemlerinin ise idari işlem niteliği taşıdığı belirtilmektedir.
Somut olayda kamu kurumu niteliğinde olan davalıya husumet yöneltilerek,
a) Kayıt işlemleri bakımından kurumu, belli doğrultuda idari işlem tesis etmeye zorlayıcı hüküm kurulması amaçlandığına göre,
b) Yasal organı tarafından alınmış idari nitelikte bir kararın iptali istendiğine göre, talep ve işlemin idari nitelik taşıdığı kabul edilmek gerekir.
İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılacak davalar 2577 sayılı Yasa gereğince idari yargı yerinde çözümlenebilecektir. Odalar ile üyeleri veya hak sahipleri arasındaki uyuşmazlık idari yargı yerinde giderilmedikçe adli mahkemeler idareyi bağlayıcı, bir eylem ve işleme zorlayıcı nitelikte karar veremezler.
Öte yandan HUMK"nun 388. maddesi gereğince mahkemece hüküm fırkasında davacının istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları birer birer açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Davacı davasını bütünüyle ıslah ederek davasını oda kaydının düzeltilmesine hasretmiştir. Oda kaydının düzeltilmesine yönelik dava da davalı SGK Başkanlığına husumet yöneltilemeyeceği açıktır.
Bu durumda mahkemece davalı SGK Başkanlığına yönelik davanın husumetten reddine, davalı odaya yönelik dava dilekçesinin davaya bakmaya adli yargı yeri değil idari yargı yeri görevli olduğundan reddine karar verilmesi gerekirken oda kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın esasının incelenerek davalı SGK Başkanlığı yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi