11. Hukuk Dairesi 2014/17765 E. , 2015/2622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2014 tarih ve 2013/112-2014/358 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilen 12.05.2011 tarihli çeviri sözleşmesi gereğince davacı vekil eden tarafından yazarı "...." olan "...." adlı ve edebi türü roman olan kitabın Almanca dilinden "...." adıyla Türkçeye çevrildiğini, ancak çeviri eserin kapak ve künyesinde eserin çevirmeni olan müvekkili adına yer verilmediğini, bunun üzerine davalıya ihtarname çıkarıldığını, ayrıca şifahen ve telefonla da uyarıda bulunulduğunu, bu yüzden müvekkilinin maddi ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, 10.000 TL manevi tazminat ile 1.000 TL maddi tazminatın 02.11.2012 tarihindeni itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, karar ile birlikte davalının gazete ilanı ile özür ve düzeltme yayınlamakla yükümlendirilmesini, talep ve dava etmiş, yargılama sırasında verdiği dilekçe ile maddi tazminat isteminden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından tercümesi yapılıp telif ücreti ödenen “...” isimli kitabın basımı sırasında yapılan hata sonucu davacının isminin çeviren olarak kitapta yer almadığını, kitabın derhal toplatılarak davacının isminin "Almanca aslından çeviren ..." ibaresi yazılmak suretiyle kitaba eklendiğini, bu şekilde dağıtımının yeniden yapıldığını, davacının bu teknik hatayı gidermek için başvuru yapmaktansa promosyon sürecine katılmayarak davalı şirketi suçladığını ve haksız kazanç elde etme çabasına girdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davalı şirketin kitabın basımı aşamasında kitapta davacının çevirmen sıfatıyla isminin geçmediği, nüshaların basıldığı ve bunların ticari dolaşıma sunulduğu, davacının tercüme ettiği kitapta isim hakkının bulunduğu ve kitabın tercümesini kendisinin yaptığını ve okuyucu tarafından kolaylıkla görülebilecek bir yerinde isminin görülmesi gerektiği, davalı şirketin bu hususa riayet etmemek suretiyle kusurlu olduğu, her ne kadar davalı vekili davacının isminin yazılmadığının tespit edildikten sonra kitabın ticari dolaşıma sunulmadan toplatılarak üzerine isminin yazılarak yeniden ticari dolaşıma sunulduğu savunmuş ise de davacı vekili tarafından piyasadan temin edilen ve dosyaya sunulan kitaplarda davacı isminin halen yazılı olmadığı, ayrıca davalı vekili tarafından sunulan örnek kitap üzerine haricen yapıştırma ile ekleme yapıldığı açıkça belli olduğundan bu savunmaya itibar edilmediği, davacının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklanan manevi haklarının ihlal edildiği sonucuna varıldığı, davanın niteliği, davaya konu kitapların basılan nüsha sayısı ve ticari dolaşımdaki değerleride gözetilerek davacı tarafta zenginleşme yaratmayacak, davalı açısından ifa imkansızlığı doğurmayacak şekilde 6.500,00 TL manevi tazminatın belirlenmesinin gerektiği gerekçesiyle, davacının maddi tazminata ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine, davacının manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 6.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak, mahkemece davalı taraf lehine vekalet ücreti belirlenirken, davacı tarafça talep edilip, feragat nedeniyle reddine karar verilen maddi tazminatın da dikkate alınması gerekirken, salt kısmen reddolunan manevi tazminat yönünden vekalet ücreti tayini doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın H.U.M.K.’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, kararın hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan “540 TL” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “toplam 1.540 TL” ibaresinin konulmasına, kararın işbu düzeltilen şekli ile ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.