Davacı, 22.11.2006 tarihi itibariyle emekliliğine hak kazandığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılık süresinin oda ve sicil kayıtları dikkate alınmadan vergi kaydına göre belirlenerek, 22.11.2006 tahsis talep tarihi itibariyle aylık almaya hak kazandığının tespiti ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının sigortalılığının vergi kaydı esas alınarak belirlenmesi gerektiğinin kabulüyle davacının 10.6.1984- 31.12.1984, 10.2.1988-30.9.1990, 7.8.2000- 20.8.2003 ve 15.2.2006- 22.11.2006 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle hizmet birleştirmesi yapılarak davacıya tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.12.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 12.02.1988 tarihli giriş bildirgesine göre 10.06.1984 tarihinde başlayan vergi kaydına dayalı olarak 10.06.1984 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak resen kayıt ve tescil edildiği,davacının 03.08.2006 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının oda kayıtlarına göre düzenlenmesini talep ettiği,07.11.2006 tarihinde de sigortalılığının vergi kayıtlarına göre düzenlenmesini istediği, Kurumca davacının vergi kayıtlarına göre sigortalılık süresinin düzenlenerek 12.221.00 TL prim borcu çıkarıldığı,prim borcununun 21.11.2006 tarihinde ödendiği, 22.11.2006 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu,Kurumca davacının sigortalılık süresi 03.08.2006 tarihinde verdiği dilekçeye dayanılarak oda kaydına göre yeniden düzenlendiği ve 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olunan günler dışlanarak 10.6.1984- 31.12.1984, 22.3.1985-1.1.1998, 1.8.1998- 30.9.1998, 1.1.1999- 15.8.2005,15.2.2006 -22.11.2006 tarihleri arasında sigortalı sayılıp 16.000 TL prim borcu çıkarıldığı , prim borcu nedeniyle tahsis talebinin reddedildiği, 10.06.1984- 31.12.1984, 10.02.1988- 30.09.1990, 07.08.2000-20.08.2003,15.02.2006-devam şeklinde kahvecilik ve internet kafe işletmeciliğinden vergi kaydının olduğu, Denizli Terziler Odasında 11.02.1988-31.05.1995 tarihleri arası,28.12.1984-08.08.2006 ve 12.02.1988-31.05.1995 tarihleri arasında Denizli Esnaf Sicil Memurluğu kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının 1479 sayılı Yasa gereği tescili 1988 yılında 10.06.1984 tarihi itibariyle yapılmış olmakla, bu tarihte yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın 24.maddesi gereğince vergi kaydının bulunmadığı ancak oda ve sicil kaydının bulunduğu dönemlerde sigortalılık koşullarının bulunduğu ortadadır. Mahkemece, davacının vergi kaydının bulunmadığı dönemlerde oda ve sicil kaydının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının,kendi nam ve hesabına fiili ve gerçek çalışmasının olup olmadığının araştırılması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş,davacının vergi kaydının olmadığı ancak oda ve sicil kaydının bulunduğu dönemlerde kendi nam ve hesabına fiili ve gerçek çalışmasının olup olmadığını belediye zabıtası ve Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla araştırmak,komşu işyeri kayıtlarına geçmiş tanık beyanlarına başvurmak, ilgili odadan üyelik aidatlarının hangi tarihe kadar yatırıldığına ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmek, oda seçimlerine katılıp katılmadığını, katılmış ise hazirun cetvellerinde isminin ve imzasının bulunup bulunmadığını sormak,işyeri ile ilgili belgeleri belediyeden istemek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek fiili çalışmanın varlığı saptanırsa davacıya Kurmca bildirilen prim borcunu ödemek üzere süre vermek, borç yatırılırsa ödeme tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına,borç ödenmezse davanın reddine karar vermek, fiili çalışma saptanamazsa şimdiki gibi hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.