Davacı, 3.12.1982-30.4.2000 ve 1.1.2004-27.7.2007 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 1.8.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının 03.12.1982 – 30.04.2000 ve 01.01.2004 – 27.07.2007 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.8.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı Hasan ve Necla oğlu, 1960 doğumlu Nevzat Beyazkaya’nın 3.12.1982 – 30.4.2000 ve 1.1.2004 – 27.7.2007 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.8.2007 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tesbitine, karar verilmiş ise de yaşlılık aylığı yönünden varılan sonuç doğru değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak 21.02.1983 tarihli giriş bildirgesine göre 03.12.1982 tarihinde başlayan vergi kaydına dayalı olarak 03.12.1982 tarihi itibarıyla resen kayıt ve tescil edildiği,oda kaydı sona erdiği ve vergi kaydı bulunmadığı nedeniyle 27.12.1991 tarihi itibariyle terkin edildiği,20.12.1999 tarihinden itibaren isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığının başlatıldığı,daha sonra ibraz edilen sigortalılık belgesinde Antakya Karasörcüler Odasındaki kaydının 28.4.2000 tarihinde silindiğinin anlaşılması üzerine isteğe bağlı sigortalılığının iptal edilerek 27.12.1991 olarak tesbit edilen sigortalılık terk tarihinin 28.4.2000 olarak değiştirildiği, davacının sigortalılığını son prim ödeme tarihi esas alınarak sona erdirilmesi talebi üzerine sigortalılık terk tarihinin 30.4.2000 olarak düzeltildiği,vergi kaydı nedeniyle 1.1.2004 tarihinden itibaren yeniden tescilinin yapıldığı,sigortalılığının devam ettiği, 27.07.2007 tarihinde davacının tahsis talebinde bulunduğu,tahsis talebi üzerine Kurumca yapılan araştırma sonucu davacının oda kaydının gerçekte 28.4.2000 tarihinde değil 24.12.1991 tarihinde silindiği tesbit edilerek sigortalılık sürelerinin vergide kayıtlı olduğu dönemler ve esnaf sicil kayıtları nazara alınarak yeniden düzenlendiği ve davacının 3.12.1982 – 27.12.1991, 19.12.1995 – 28.1.1996, 5.7.1996 – 28.2.1997, 1.1.2004 – devamı şeklinde 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı, 20.12.1999 – 29.2.2000 tarihleri arasında ise isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı, davacının 1992 affından yararlandığı,1983/2, 1985/7,9,9,10,11,12, 1986/1-9, 10,11,12, 1987/1-12, 1988/1-7, 9,10,11,12, 1989/1,2,3,5,6,7,8,9,10,11,12, 1990/1-9, 1992/1. aylarda ve 2000/1,2,3,4, 2002/2-12, 2003/1-9, 2004/1,2,5,6,7,8,8,9,10,11,12, 2005/1-2007/7, 2008/2,3,5,5,6. aylarda prim ödemelerinin olduğu, tahsis talep tarihi itibariyle mahkemece kabul edilen dönemlerde dahil olmak üzere prim
borcunun bulunmadığı,03.12.1982 – 6.2.1989 , 19.12.1995 – 28.1.1996 , 5.7.1996 – 28.2.1997 ve 1.1.2004 – devamı şeklinde vergi kaydının, 07.12.1982 – 24.12.1991 tarihleri arasında Antakya Karasörcüler Odası kaydının ve 29.3.1985 – 27.12.1991 ve 24.7.2007 – devamı şeklinde Hatay esnaf sicil Memurluğu kaydının bulunduğu, 27.07.2007 tahsis talep tarihi itibari ile 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya"da geçen 1.5.2000 – 29.4.2001 ve 14.7.2001 – 16.12.2002 dönemine ilişkin 870 günlük süreyi borçlandığı,borcunu 23.07.2007 tarihinde Kuruma ödediği, 06.11.1980-06.07.1982 tarihleri arasında yaptığı 600 gün askerlik süresini 08.11.2004 tarihinde borçlanma talebinde bulunduğu,25.03.2005 tarihinde borcunu 175 TL eksik olarak ödediği, 175 TL"lık eksik kısmı da 27.07.2007 tarihinde ödediği, 25 yıldan fazla sigortalılık süresi ve 25 yıl 26 gün prim ödemesi bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının yaşlılık aylığı şartlarının 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Yasa"nın 39. maddesi ile 1479 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 10. maddesinin "c" fıkrası hükümlerine göre mi yoksa "e" fıkrası hükümlerine göre mi belirleneceği noktasında toplanmaktadır.
1479 sayılı Yasa"nın geçici 10 maddesinde; "(Ek madde: 25/08/1999 - 4447/39 md.)Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına hak kazananlar ile aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az kalan sigortalıların, tam veya kısmi yaşlılık aylığı talep hakları saklıdır.(İptal fıkra: Anayasa Mah.nin 23/02/2001 tarihli ve E. 1999/42, K. 2001/41sayılı Kararı ile.; Yeniden düzenleme: 23/05/2002 - 4759 S.K./7. md.) 23/05/2002 tarihini takip eden aybaşı itibarıyla, kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl prim ödemiş olanlar ile prim ödeme sürelerinin dolmasına;c) 3 tam yıldan fazla, 4 tam yıl veya daha az kalan kadınlara 42 yaşını, 3 yıl 6 aydan fazla, 5 tam yıl veya daha az kalan erkeklere 46 yaşını, e) 5 tam yıldan fazla, 6 tam yıl veya daha az kalan kadınlara 44 yaşını, 6 yıl 6 aydan fazla, 8 tam yıl veya daha az kalan erkeklere 48 yaşını,doldurmaları, kadın ise 20, erkek ise 25 tam yıl prim ödemeleri şartıyla ve talepte bulunmaları halinde, yaşlılık aylığı bağlanır."hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda,Mahkemece davacının Bağ-Kur sigortalılığına dair verilen karar doğrudur. Ancak, davacının 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanmasını 11.03.2004 tarihinde, askerlik borçlanmasını 25.03.2005 tarihinde,1479 sayılı Yasa"nın geçici 10. maddesi 2. fıkrasının yürürlüğe girdiği 01.06.2002 tarihinden sonra yaptığı, 01.06.2002 tarihi itibariyle davacının 17 yıl 4 ay 27 gün prim ödeme gün sayısının olduğu,bu durumda 1479 sayılı Yasa"nın geçici 10. maddesinin 2. fıkra "e" bendince yaşlılık aylığı hesabının yapılması gerektiği, bu maddeye göre de 48 yaş şartının oluşmadığı, 4447 sayılı Yasa’nın 39. maddesi ile 1479 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 10. madde 2. fıkrasının yürürlüğe girdiği 01.06.2002 tarihinden sonra yapılan borçlanmaların 01.06.2002 tarihi itibariyle tesbit edilecek prim ödeme gün sayısının hesabında dikkate alınmaması gerektiği,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün ve E:2009/21-309, K:2009/322 sayılı kararının da bu yönde olduğu, gözetilerek mahkemece davacının yaş şartı oluşmadığından kısmi yaşlılık aylığını da hak etmediği düşünülmeden yaşlılık aylığına ilişkin istemin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.