Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3121
Karar No: 2010/2935
Karar Tarihi: 18.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/3121 Esas 2010/2935 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/3121 E.  ,  2010/2935 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 28/10/2008
    NUMARASI : 2005/549-2008/860

    Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi-manevi tazminatın ödetilmesine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar ile ihbar edilen vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacıların murislerinin iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi  zararlarının giderilmesi  istemine  ilişkindir.
    Mahkemece  davanın kabulü ile, eş A.için 5.000,00 TL. manevi, 55,00 TL. maddi tazminat ile C.için 5.000,00 TL. manevi tazminatın 18.01.2001 olay tarihinden itibaren işlecek yasal faizi ile birlikte toplam 10.055,00 YTL’ nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, A. yönünden maddi tazminat hakkının saklı tutulmasına, davacı C.’nun maddi tazminata yönelik talebinin reddine,  karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacılar murisinin davalılara ait işyerinde çalışırken,18.01.2001 tarihinde iş kazası geçirerek hayatını kaybettiği,  olayın Sosyal Güvenlik Kurumun’ca iş kazası olduğunun kabul edildiği,  Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinde davalı M.Ç.hakkında tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan kamu davası açıldığı, Mahkemece sanığın olayda 3/8 oranında kusurlu olduğu tesbit edilerek ,idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19.10.2004 tarihli ilamı ile düzeltilerek onandığı ve kesinleştiği,mahkemece hükme esas alınan 04.12.2007 tarihli kusur raporunda; “olayda, İşverenin %80  davacılar murisininde %20 kusurlu olduğunun tespit edildiği,davalı M.Ç.in kusurunun bulunup bulunmadığı ile ilgili inceleme yapılmadığı,dava dilekçesinde M.Ç.in davalı olarak gösterildiği, dava dilekçesinin bu davalıya tebliğ edilmediği,mahkemece kurulan hükümde davacıların tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verildiği, hangi davalıdan tahsil edileceğinin belirtilmediği  anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davalılardan M.Ç.e yönelik davanın dava dilekçesi  ve davetiye tebliğ edilmeden  kabulüne karar verilmiştir.
    HUMK’nun 73.maddesinin açık  hükmüne göre mahkeme Yasada gösterilen belirli durumlar ayrık olmak üzere, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun şekilde davet etmeden hükmünü veremez.
    Bu nedenle adı geçen davalıya Anayasanın (36) maddesinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi  ve davetiyenin Tebligat Yasası ve ilgili Tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek taraf teşkili yapılmadan davalının yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Kabule göre de,İnsan yaşamının kutsallığı  çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
    4857 sayılı Yasanın 77. maddesi ve tazminat hukuku temel ilkelerine göre bir iş kazasının sonucu zarara uğrayan veya desteklerini kaybeden kişiler zarara neden olan işverenin yada kusurları halinde işverenin çalıştırdığı 3. kişilere karşı zararlarını talep edebilirler.
    Borçlar Kanunu"nun 77. maddesine göre hakim kusur olup  olmadığına karar vermek için ceza  hukukunun mes"uliyete  dair hükümleriyle  bağlı olmadığı gibi ceza mahkemesinde verilen  beraat  kararı ile bağlı değildir.  Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk  hakimini bağlamaz. Ceza ve Hukuk Mahkemeleri kararları arasındaki ilişkiyi düzenleyen Borçlar Kanununun sözü geçen hükmü Hukuk Hakimini ceza  mahkemesinin kesinleşen kararı karşısında  maddi hukuk bakımından kural olarak bağımsız kılmaktadır.Borçlar Kanunu"nun  53. maddesi hükmü ile kanun koyucunun ortaya koyduğu ilke,  hukuk hakiminin   varacağı sonuçta bağımsız olduğu hususudur.  Ancak hukuk hakiminin  bu bağımsızlığı sınırsız bir bağımlılık değildir. Her ne kadar ceza hakiminin  mahkumiyet ve beraata ilişkin olarak verdiği karar kusurun var  olup olmadığı veya oranı, zararın miktarı, temyiz kudreti  ve illiyet bağı gibi hususlarda hukuk hakimini bağlamaz ise de her  mahkumiyet kararı o fiilin  hukuka aykırılığını  tesbit etmesi bakımından  hukuk  hakimini bağlayıcı vasıftadır.       
    Somut olayda, davalı M.Ç. hakkında aynı olaya ilişkin kesinleşmiş mahkumiyet kararı olması ve hukuk hakiminin ceza mahkemesinin belirlediği maddi olgularla bağlı olduğu gözetilmeden ,bu davalı hakkında kusur incelemesi yapılmaması doğru değildir.
    Öte yandan  Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388 ve 389. maddeleri gereğince hükmün açık,şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde,yazılması gerekirken davacılar yararına  hükmedilen tazminat alacağının davalıdan tahsiline şeklinde hüküm kurularak ,hangi davalıdan tahsil edilmesi gerektiğinin belirtilmemiş olması yanlıştır.
    Yapılacak iş; davalı M.Ç.’e dava dilekçesi  ve davetiyenin Tebligat Yasası ve ilgili Tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesini sağlamak, iddia ve savunmalarını toplamak, hukuk hakiminin ceza mahkemesinin belirlediği maddi olgularla bağlı olduğunu gözeterek işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden inceleterek,davalı M.Ç.’in hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olması nedeniyle  kusurlu olduğunu kabul ederek kusur oranını hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptamak, verilecek raporu, dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirmek,açık,şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine,  18.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi