Esas No: 2015/180
Karar No: 2018/641
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/180 Esas 2018/641 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 272-258
Taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ... hakkında TCK"nın 85/2, 62/1, 50/4 ve 52/2 delaletiyle 50/1-a, 52/4 ve 53/6. maddeleri uyarınca 15.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2009 tarihli ve 229-228 sayılı hükmün, sanık müdafisi, mağdurlar...... ve ...... vekilleri ile katılanlar.....,..... ve ...... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 11.10.2012 tarih ve 2091-21574 sayı ile;
Mağdurlar ...... ve......"in velayet hakkına sahip anne ve babasının sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçmeleri nedeniyle katılmanın hükümsüz kaldığı, mağdurlar vekillerinin temyiz hak ve yetkilerinin bulunmadığı gerekçesiyle temyiz istemlerinin reddine,
Sanık müdafisi ile katılanlar.....,..... ve ...... vekillerinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede ise hükmün;
"Asli derecede kusurlu olduğu kabul edilen sanığın, kullandığı araçla seyir hâlinde iken yaya geçidinden karşıdan karşıya geçen yayaya çarparak ölüme neden olduğunun anlaşılması karşısında; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken hakkaniyet kurallarına bağlı kalınması, takdirde yanılgıya düşülmemesi, adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.03.2013 tarih ve 70865 sayı ile;
"Dairenizin ilgili sayılı kararıyla, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2009 tarih, 2008/229 esas, 2009/228 sayılı mahkûmiyet kararının bozulmasına karar verilirken, dosya kapsamında bulunmayan "sanığın kullandığı araçla seyir hâlinde iken yaya geçidinden karşıya geçen yayaya çarparak ölüme neden olduğunun anlaşılması karşısında" ibaresinin yer aldığı, bunun maddi hata niteliğinde olduğunun 16.01.2013 tarihli yazıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği anlaşılmakla,
...5320 sayılı Yasa"nın 8. maddesi uyarınca, bozma ilamında yer alan "kullandığı araçla seyir hâlinde iken yaya geçidinden karşıya geçen yayaya çarparak ölüme neden olduğunun anlaşılması karşısında" ibaresinin çıkarılmak suretiyle," maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunmuştur.
Talep üzerine inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 06.06.2013 tarih ve 10331-15414 sayı ile;
Talebin kabulüne, aynı Dairece verilen 11.10.2012 tarihli ve 2091-21574 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mağdurlar ...... ve......"in velayet hakkına sahip anne ve babasının sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçmeleri nedeniyle katılmanın hükümsüz kaldığı, mağdurlar vekillerinin temyiz hak ve yetkilerinin bulunmadığı gerekçesiyle temyiz istemlerinin reddine,
Sanık müdafisi ile katılanlar....., ...... ve..... vekillerinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede ise Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2009 tarihli ve 229-228 sayılı hükmün;
"Olay tarihinde, idaresindeki kamyon ile Balıkesir yönünden Akhisar yönüne doğru gitmekte iken yolun sağ kısmına yanaşıp dönüş yapmak istediği sırada aynı yönde arkadan gelen diğer araç sürücüsü mağdurun yönetimindeki araçla çarpışması şeklinde gerçekleşen olayda asli kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkında iki sınır arasında temel ceza belirlenirken hakkaniyet kurallarına bağlı kalınması, takdirde yanılgıya düşülmemesi, adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul ve makbul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince 03.09.2013 tarih ve 272-258 sayı ile, sanığın TCK"nın 85/2, 62/1 ve 53/6. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi ile katılan..... ve mağdur...... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 13.03.2014 tarih 29093-6251 sayı ile, Dairenin 06.06.2013 tarih ve 10331-1541 sayılı ilamında temyiz isteminin reddine karar verilen mağdur...... vekilinin temyiz istemi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, sanık müdafisi ile katılan..... vekilinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede ise hükmün, vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.10.2014 tarih ve 332179 sayı ile;
“Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2008 tarih ve 2008/4503-1810-117 sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında taksirle öldürme ve yaralamaya neden olma suçundan (Olay, 10.09.2008 tarihinde sanık Ergül Akyol"un sevk ve idaresindeki kamyon ile kara yolunda seyri sırasında, aynı yönde arkadan gelen ..... yönetimindeki araçla çarpışması sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazasıdır.) TCK"nın 85/2. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
Yargılama sonucunda Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2009 tarih ve 2008/229 Esas, 2009/228 Karar sayılı kararı ile sanık Ergül Akyol hakkında TCK"nın 85/2, 62, 50/4-1(a), 52/2-4,53/6. maddeleri uyarınca 15.200 TL adli para cezası, taksitlendirme ve sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına dair hüküm kurulmuştur.
Bu hükmün taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11.10.2012 tarih ve 2012/2091-21574 sayılı ilamı ile sanığa "asgari hadden ceza tayini" bozma nedeni sayılarak hükmün bozulmasına karar verildiği; bozma sonrası dava dosyasının Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/16 Esasına kaydı yapılarak duruşma açılmasına karar verildiği, duruşma tarihinin 07.03.2013 olarak belirlendiği, bu arada Yargıtay ilamının dava konusu olayla uyuşmadığından bahisle Yagıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulduğu ve Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06.06.2013 tarih ve 2013/10331-15414 sayılı ilamı ile önceki ilamdaki maddi hatanın düzeltildiği ve dosyanın tekrar mahkemesine gönderilmesi sonucu bu defa aynı sanık ve olayla ilgili dava dosyası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/272 Esasına kaydı yapılarak duruşma açılmasına karar verildiği ve 03.09.2013 tarihli duruşmada bozmaya uyularak sanığın TCK"nın 85/2, 62, 53/6. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına karar verildiği, bu hükmün de taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.03.2014 tarih ve 2013/29093-2014/2651 sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilerek hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
Diğer yandan bozma sonrası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/16 Esasındaki davaya da devam edilerek yapılan yargılama sonucunda sanığın TCK"nın 85/2, 62/1, 53/6. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına karar verildiği ve bu hükmün de temyiz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.01.2014 gün, 2013/218396 nolu tebliğname ile Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderildiği, dava dosyasının hâlen Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2014/3923 Esasında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere aynı sanık hakkında aynı suçtan verilmiş iki ayrı hüküm nedeniyle sonra verilen hükme ilişkin davanın reddi gerektiğinden düzelterek onamaya ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.03.2014 tarih ve 2013/29093-2014/2651 sayılı ilamına karşı itiraz yoluna gidilmesi gerektiği düşünülmüştür.
...sanık Ergül Akyol hakkında Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2008 tarih ve 2008/4503-1810-117 sayılı iddianamesi ile açılan dava, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11.10.2012 tarih ve 2012/2091-21574 sayılı bozma ilamı sonrası hataen iki ayrı esasa kaydedilerek mükerrer yargılama yapıldığı, Mahkemenin de aynı sanığın aynı suçuna ilişkin iki ayrı davayı farklı zamanlarda ayrı ayrı karara bağladığı anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesindeki "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" hükmü uyarınca aynı suçtan sanık hakkında önceden verilmiş ve hâlen temyiz aşamasında olan (Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2014/3923 Esasında kayıtlı) Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2013 tarih ve 2013/16-176 sayılı kararı karşısında, aynı Mahkemenin daha sonra verdiği 03.09.2013 tarih ve 2013/272-258 sayılı kararı mükerrer olup davanın reddi gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 19.11.2014 tarih ve 18699-23344 sayı ile;
"Sanık hakkında 09.10.2008 tarihli iddianameyle...TCK"nın 85/2, 53, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması için açılan dava neticesinde Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/229 - 2009/228 sayılı 03.12.2009 tarihli karar ile mahkûmiyetine karar verildiği, bu kararın katılanlar vekilleri ile sanık müdafisinin temyizi üzerine Dairemizce incelenerek 2012/2091 – 2012/21574 sayı ve 11.10.2012 tarihli kararıyla sanık hakkındaki hükmün bozulması üzerine dosyanın 2013/16 esas sayı ile kaydedildiği, bozma ilamındaki maddi hata nedeniyle 10.01.2013 tarihinde bu durumun düzeltilmesi için Yargıtaya başvurulduğu, başvurunun Dairemizce değerlendirilerek karardaki maddi hatanın düzeltilmesi için itiraz yoluna başvurulmak üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22.01.2013 tarihli yazıyla Mahal Mahkemesine itiraz yoluna başvurulacağından dosyanın gönderilmesi için Mahal Mahkemesine yazı yazıldığı, Mahkemece 12.03.2013 tarihinde dosyanın onaylı bir örneğinin gönderilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 26.03.2013 tarihinde maddi hatanın düzeltilmesinin istendiği, talep yerinde görülürek Dairemizce 06.06.2013 tarih ve 2013/10331- 2013/15414 sayılı karar ile Dairemizce verilen 11.10.2012 tarih ve 2012/2091 -2012/21574 sayılı karar kaldırılarak maddi hatanın düzeltilmesi suretiyle hükmün bozulduğu, bozma üzerine dosyanın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/272 esasına kaydedildiği, yargılamanın sürdürülmesiyle bozmaya uyulup 03.09.2013 tarihinde sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, bu kararın da sanık müdafisi ile katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 13.03.2014 tarih ve 2013/29093 esas 2014/6251 sayılı kararıyla sanık hakkındaki hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi suretiyle kesinleştiği, ancak diğer yandan Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/16 esasında kayıtlı davaya devam edilerek sanığın bu kez de 07.05.2013 tarihli karar ile mükerrer olarak mahkûmiyetine karar verildiği anlaşıldığından, bozmadan sonra hataen iki ayrı esasa kaydedilerek mükerrer yargılama yapılarak sanığın aynı suçtan iki kez mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması üzerine, mükerrer olan bu dosyanın onama kararının kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece 11.10.2012 tarihli ve 2012/2091- 2012/21574 sayılı bozma kararına karşı Yargıtaya yapılan başvuru sonucu beklenmeden karar verilmesi nedeniyle 07.05.2013 tarihli ve 2013/16–2013/176 sayılı kararının hukuki değerden yoksun olduğu" gerekçesiyle itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ..... hakkında birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanık ..."un olay tarihinde sevk ve idaresindeki kamyon ile Balıkesir istikametinden Akhisar istikametine seyir hâlinde iken yolun sağ kısmına yanaştığı daha sonra dönüş için uygun olmayan ve bölünmüş yol durumundaki kara yolunda arkasında seyreden trafiği kontrol etmeksizin hatalı ve tehlikeli bir biçimde geriye dönüş yapmak için sola doğru döndüğü sırada arkadan gelen mağdur ..... yönetimindeki araçla çarpışması neticesi inceleme dışı sanık ....."ın sevk ve idaresindeki araçta bulunan ...... ve ....."in öldükleri, yine aynı araçta bulunan.....,......, ....., ...... ve ..... ile inceleme dışı sanık ....."in yaralandıkları, sanık ..."un dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı davranışıyla olayın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılan, bu oluş doğrultusunda suçun sübutu ve nitelendirilmesinde bir isabetsizlik ve bu kabulde dosya muhtevası itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Yerel Mahkemece, sanık hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kurulan ve Özel Dairece düzeltilerek onanmasına karar verilen mahkûmiyet hükmünün mükerrer olup olmadığı, buna bağlı olarak mahkûmiyet hükmünün hukuki değerden yoksun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ... ile inceleme dışı sanık ..... hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince 03.12.2009 tarih ve 229-228 sayı ile, sanık ..."ün TCK"nın 85/2, 62/1, 50/4 ve 52/2 delaletiyle 50/1-a, 52/4 ve 53/6. maddeleri uyarınca 15.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına, inceleme dışı sanık ..... hakkında ise TCK"nın 22/6 ve CMK"nın 223/4-b maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
İnceleme dışı sanık ..... hakkındaki hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
Sanık ... hakkındaki hükmün müdafisi ile mağdurlar ...... ve...... vekilleri ile katılanlar....., ...... ve..... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece 11.10.2012 tarih ve 2091-21574 sayı ile, mağdurlar ...... ve...... vekillerinin temyiz istemlerinin reddine, sanık müdafisi ile katılanlar vekillerinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede ise hükmün, sanık hakkında eksik ceza tayin edildiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği,
Bozmadan sonra, Yerel Mahkemece dosyanın 2013/16 esasına kaydedildiği ve 10.01.2013 tarihinde tensiben “Yargıtay 12 . Ceza Dairesine müzekkere yazılarak Yargıtay bozma ilamı ekli Mahkememizin bozulmasına karar verilen kararın müzekkereye eklenmesi ile Mahkememizin 03/12/2009 tarih 2008/229 E. 2009/228 K. sayılı ilamı Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2012/2091 E. 2012/21574 K. 11.10.2012 tarihli kararı ile bozulmasına karar verildiği ancak Yargıtay bozma ilamında bozma gerekçesindeki olayın oluş şekli ile dosya kapsamındaki olayın oluşunun uyuşmadığı belirtilerek bilgi verilmesine,” karar verildiği, 07.05.2013 tarihli oturumda ise “Bir önceki celsenin 7 nolu ara kararı gereğince Yargıtaya yazılan yazı cevabının beklenmesinden vazgeçilmesine oy birliğiyle karar verildi.” şeklindeki ara karardan sonra 07.05.2013 tarih ve 17-176 sayı ile, sanık ..."un TCK"nın 85/2, 62/1 ve 53/6. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verildiği,
Bu arada, Yerel Mahkemece yapılan bildirimden sonra Özel Dairece, 11.10.2012 tarihli ve 2091-21574 sayılı bozma kararındaki maddi hata nedeniyle 5320 sayılı Kanun"un 8 ve CMK"nın 308. maddeleri uyarınca gereğinin takdiri için bildirimde bulunulduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Yerel Mahkemeden dosyanın onaylı örneği getirtilerek 26.03.2013 tarih ve 70865 sayı ile, Özel Dairenin 11.10.2012 tarihli ve 2091-21574 sayılı bozma ilamında yer alan “kullandığı araçla seyir hâlinde iken yaya geçidinden karşıya geçen yayaya çarparak ölüme neden olduğunun anlaşılması karşısında” ibaresinin çıkarılmak suretiyle maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, Özel Dairece de 06.06.2013 tarih ve 10331-15414 sayı ile, talep yerinde görülerek 11.10.2012 tarih ve 2091-21574 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mağdurlar...... ve ...... vekillerinin temyiz istemlerinin reddine, sanık müdafisi ve katılanlar....., ...... ve..... vekilinin temyiz istemlerine istinaden hükmün, sanık hakkında eksik ceza tayin edildiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği,
Özel Dairenin 06.06.2013 tarihli bozma kararı üzerine Yerel Mahkemece 2013/272 esasına kaydedilen dosyada yapılan yargılama sonucunda 03.09.2013 tarih ve 272-258 sayı ile, sanık ..."ün TCK"nın 85/2, 62/1 ve 53/6. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verildiği, bu hükmün de sanık müdafisi ile katılan Berivan ve mağdur Dilan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece 13.03.2014 gün 29093-6251 sayı ile, Dairenin 06.06.2013 tarih ve 10331-1541 sayılı ilamında temyiz isteminin reddine karar verilen mağdur Dilan vekilinin temyiz istemi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, sanık müdafisi ve katılan Berivan vekilinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede ise hükmün, vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
Diğer taraftan, Yerel Mahkemece 07.05.2013 tarih ve 16-176 sayı ile verilen hükmün sanık müdafisi ile katılan Berivan ve mağdur Dilan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece 19.11.2014 tarih ve 3923-23341 sayı ile, Özel Dairenin 11.10.2012 tarih ve 2091-21574 sayılı bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca maddi hatanın düzeltilmesi için yapılan itiraz başvurusunun sonucu beklenilmeden verilen ve Yerel Mahkemece 03.09.2013 tarih ve 272-258 sayı ile verilen hükümden sonra da mükerrer hâle gelen hükmün hukuki değerden yoksun olduğu, Mahkemenin 2013/16 esasında kayıtlı davanın CMK"nın 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği,
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece bu kez 26.03.2015 tarih ve 47-102 sayı ile, CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca Mahkemenin 2015/47 esasında kayıtlı davanın reddine karar verildiği, bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece 18.10.2017 tarih ve 2263-7617 sayı ile onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Ceza muhakemesi yapılabilmesi için bir kısım "olmazsa olmaz" (sine qua non) şartlar aranır. Muhakeme yapılmasına engel olan bu şartlardan birisi "Non bis in idem" olarak ifade edilen, aynı sanık hakkında aynı suçtan verilmiş bir hüküm veya açılmış dava bulunmamasıdır. Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da yaşayan bir hukuk normu olarak uygulanan, doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan "Non bis in idem" ilkesi 1412 sayılı CMUK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise; "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilecektir.
"Non bis in idem" ilkesine uluslararası sözleşmelerde de yer verilmiş olup konu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nin 7 numaralı Ek Protokolü’nün "Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı" başlıklı 4. maddesinin ilk fıkrasında; "Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez" şeklinde ifade edilmiştir.
Bir filinden dolayı yargılanan kişinin aynı fiil nedeniyle tekrar yargılanmayacağını bilmesi kişi için bir güvence olup, bu güvence hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Dolayısıyla bu güvencenin hayata geçirilebilmesi için, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava bulunduğu takdirde, mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla davanın reddine karar verilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece 03.12.2009 tarih ve 229-228 sayı ile kurulan hükmün temyizi üzerine Özel Dairece 11.10.2012 tarih ve 2091-21574 sayı ile verilen ilk bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 26.03.2013 tarih ve 70865 sayı ile 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, Özel Dairece de 06.06.2013 tarih ve 10331-15414 sayı ile bu talep yerinde görülerek 11.10.2012 tarih ve 2091-21574 sayı ile verilen ilk bozma kararının kaldırıldığı ve Yerel Mahkemenin 03.02.2009 tarih ve 229-228 sayı ile kurulan ilk hükmünün bozulduğu, bu bozmaya istinaden de Yerel Mahkemenin 03.09.2013 tarih ve 272-258 sayı ile yeniden hüküm kurduğu, bu hükmün de temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece 13.03.2014 tarih ve 29093-6251 sayı ile düzeltilerek onandığı, öte yandan Yerel Mahkemece 2013/16 esas sayısı üzerinden yürütülen yargılamada Yargıtaya yapılan bildirimin sonucunun beklenilmesinden vazgeçilerek verilen 07.05.2013 tarih ve 16-176 sayılı hükmün temyiz edilmesi sonucu Özel Dairece 19.11.2014 tarih ve 3923-23341 sayı ile bozulduğu, Yerel Mahkemece bozmaya uyularak kurulan davanın reddine ilişkin 26.03.2015 tarihli ve 47-102 sayılı hükmün de temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece 18.10.2017 tarih ve 2263-7617 sayı ile onandığı anlaşılmakla; Yerel Mahkemece 2013/16 esas sayısında yürütülen yargılamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının maddi hatanın düzeltilmesi yönündeki talebi üzerine Özel Dairece verilecek kararın sonucu beklenilerek bir karar verilmesi gerekirken Özel Dairenin kararı beklenmeden verilen 07.05.2013 tarihli ve 16-176 sayılı mahkûmiyet hükmünün hukuki değerden yoksun olduğu, esasen bu hükmün de Özel Dairece mükerrer davadan dolayı davanın reddi gerektiğinden bahisle bozulmasından sonra Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın da Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmesi karşısında, ortada aynı fiil nedeniyle sanık hakkında verilmiş ikinci bir mahkûmiyet hükmü de kalmadığından itiraza konu olan ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının maddi hatanın düzeltilmesi talebinin sonucunda Özel Dairece verilen 06.06.2013 tarihli ve 10331-15414 sayılı bozma kararından sonra bozmaya uyulmak suretiyle verilen ve Özel Dairenin 13.03.2013 tarihli ve 29093-6251 sayılı kararıyla düzeltilerek onanan Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 03.09.2013 tarihli ve 272-258 sayılı mahkûmiyet hükmünün mükerrer ve hukuki değerden yoksun olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 13.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.