19. Ceza Dairesi 2018/106 E. , 2018/1836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Sanığın üzerine atılı 5187 sayılı Kanun"un 18. maddesinde tanımlanan "mahkemece hükmedilen düzeltme ve cevap metninin yayımlanmaması" eylemini, Vatan gazetesinin 07.07.2006 günlü nüshasında, düzeltmeye konu haberin yer aldığı sayfadan farklı bir sayfada ve daha küçük puntolarla, mahkeme kararına aykırı ve 5187 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasında yazılı şartlara uymaksızın yayımlamak suretiyle işlediği, bu nedenle iddianame ve gerekçeli karar başlığında noter ihtarının gönderildiği tarih olan 05.04.2006 olarak yazılan suç tarihinin 07.07.2006 günü olduğu kabul edilmiştir.
5187 sayılı Basın Kanunu"nun "Teslim Yükümlülüğü" başlıklı 10. maddesinde, basımcı tarafından basılan her türlü yayının iki nüshasının, dağıtım ve yayımın yapıldığı gün, (basımın yapıldığı) mahallin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim yükümlülüğünün olması,
Aynı Kanun"un 05.07.2012 tarihinde yürülüğe giren 6352 sayılı Kanun"la değişik "dava süreleri" başlıklı 26. maddesinde, basılmış eserler yoluyla veya bu kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının dört aylık (değişiklikten önceki suçlar için iki aylık) hak düşürücü süre içinde açılmasının zorunlu olması, hak düşürücü sürenin, basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına 10. maddede yazılı teslim tarihinden itibaren başlaması, ancak eserin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürenin başlama tarihinin suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarih olması,
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bozma ilamı gereği, mahkemece Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan yazıya; Cumhuriyet Başsavcılığına her hangi bir nüsha teslim edilmediği, ayrıca adı geçen gazetenin İstanbul"da basıldığı, bu nedenle bu mahalden sorulması gerektiği yönünde cevap verilmesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosundan verilen yazı cevabında; adı geçen gazetenin Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının yargı çevresinde basıldığı, basımcının Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına teslim yükümlülüğünün bulunduğu, alındı belgesinin ve nüshaların akıbetinin Şişli Cumhuriyet Başsavcılığından sorulabileceğinin belirtilmesi,
Sanığın 07.07.2006 tarihli "düzeltme ve cevabın yayımlanmaması veya gereği gibi yayımlanmaması" şeklindeki eyleminin, düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasını talep eden katılanın 20.11.2006 tarihli şikayeti üzerine Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenilmesiyle 12.01.2007 günü iddianamenin düzenlenmesi, dolayısıyla şikayet tarihinde yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 26. maddesine göre iki aylık hak düşürücü sürenin geçmemiş olması karşısında, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında hükmedilen 50.000 TL adli para cezasından, TCK"nın 62. maddesine göre 1/6 oranında yapılan takdiri indirim sonucu bulunan 41.667 TL adli para cezasının, 41.666TL olması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen hükmün, 2- numaralı maddesinin ikinci paragrafındaki "41.667 TL" ibaresinin yerine "41.666 TL" yazılmak suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.