10. Hukuk Dairesi 2015/6015 E. , 2017/5872 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz olduğu iddiası ile Kurumca başlatılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatının ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre taraf avukatlarının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Somut olayda, davalının kayınpederi ...’ın, 03.10.1992 tarihinde vefat eden eşi üzerinden hak sahipliği sıfati ile 15.10.1992 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı aldığı, fakat 21.06.1993 tarihinde ikinci eşi ... ile evlenmesine rağmen bu durumu Kuruma bildirmediği ve 20.03.2004 tarihinde vefat ettiği, ikinci eşi ...’nün ... üzerinden ölüm aylığı istemesi sonucunda davacı Kurumca 12.05.2004 tarihli işlemi ile ...’ın evlenmesine rağmen aylık almaya devam ettiği gerekçesi ile 21.06.1993-12.05.2004 tarihleri arasında ödenen aylıkların yersiz olması nedeniyle ... hakkında borç tahakkuku yapılsa da, ...’ın vefatı nedeniyle tek miras hakkı sahibi olan davalının eşi ....’ya yönelinmiş ise de, ...."nın da 07.01.2007 tarihinde vefat etmesi nedeniyle, mirasçısı sıfatıyla 21.11.2007 tarihli işlemi ile, davalıya yönelerek 21.01.2008 tarihli takibe geçildiği, süresinde davalı tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin durmasından sonra eldeki davanın açıldığı ve mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,.
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır...” hükmünü içermektedir.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda, 5510 sayılı Yasa’nın 96’ncı maddesinin süregelen uyuşmazlıklara uygulanması gereği dikkate alındığında davalının, borçluluk sıfatı mevcut olup, davacı Kurumun 21.11.2007 tarihli işlemine göre, alacağının 5510 sayılı Yasa’nın 96’ncı maddesinin “a” bendi kapsamında denetlenebilir şekilde bir rapor aldırılmak suretiyle belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.