Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak mirasbırakan babaları Yusuf"un 268 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik ettiğini ileri sürerek tapusunun iptaliyle tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın bedelini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tereke mümessilinin 20.04.2006 tarihli duruşmaya gelerek davaya muvafakat ettiğini imzalı beyanıyla bildirdiği ancak sonraki 22.06.2006 tarihli duruşmaya katılmadığı ve bu tarihten itibaren 3 aylık süre içerisinde de davayı yenilemediği, davalı tarafın davayı takip ettiğine ilişkin beyanın da bulunmadığı gerekçesiyle davanın HMK"nun 150/5 maddesi uyarınca "Açılmamış Sayılmasına" dair verilen karar Dairece "... davacının tereke adına tescil talepli açtığı davada Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.02.2006 tarihli ve 609-96 sayılı kararı ile C.. T.."in tereke temsilcisi olarak atandığı, tereke temsilcisinin 20.04.2006 tarihli celseye katıldığı, imzalı beyanında davaya bir diyeceğinin olmadığını belirttiği, aradaki celselerde bulunmadığı, davacı vekilinin davayı takip ettiği, 05.04.2010 tarihli celsede hakimin tereke temsilcisinin davaya muvafakat verip vermediğini sorulması için meşruhatlı davetiye ile celbine karar verdiği, 22.11.2010 tarihli celsede tereke temsilcisinin imzalı beyanında açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını ve davaya muvafakat ettiğini belirttiği, diğer celselere katılmadığı, yargılama sonunda pay oranında iptal ve tescile karar verildiği, tarafların temyizi üzerine Dairece tereke adına tescil isteğine ilişkin davada terekeye mümessil tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkilerinin ortadan kalkacağı, somut olayda terekeye temsilci tayinine rağmen davanın davacı vekili tarafından yürütüldüğü ve 1086 sayılı HUMK"nun 409. (6100 sayılı HMK"nun 150.) madde hükmüne göre değerlendirme yapılması gerektiğine değinilerek bozulduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, terekeye iade istemli açılan davada davayı takip yetkisi tereke temsilcisine ait olsa da ve tereke temsilcisi duruşmaları takip etmese de davalı vekili tereke temsilcisinin gelmediği celselere gelmiş, davayı takip etmeyeceğini bildirmemiş, davayı takip ettiği yönündeki iradesini ortaya koymuş olması gözönüne alındığında HMK"nın 150. maddesinde düzenlenen açılmamış sayılma koşullarının varlığından sözedilemeyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, yargılamaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı..." hususlarına değinilerek bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ................"nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.359.93.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.