16. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/8466 Karar No: 2021/800
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/8466 Esas 2021/800 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı İdare, orman olduğu belirtilen taşınmazların özel orman olarak sınırlanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptalini istemiştir. Mahkeme, davacı İdare'nin talebinin kabulüne karar vermiş ve taşınmazların devlet ormanı niteliğini haiz olduğuna hükmetmiştir. Ancak, hükümdeki vekalet ücreti dahil yargılama giderleriyle ilgili kısım kanuna aykırı olduğu için düzeltilerek, hükmün onanmasına karar verilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: 6099 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen 36/A. madde ve aynı Kanun'un 17. maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen geçici 11. madde.
16. Hukuk Dairesi 2020/8466 E. , 2021/800 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... İdaresi, ...,... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 146 ada 31 ve 147 ada 93 parsel sayılı taşınmazların orman olduğunu ve bu taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırı içerisinde kaldığını, özel orman olarak sınırlanan taşınmazların tamamının eğiminin %12" den fazla olduğunu, toprak muhafaza karakteri taşıdığını, üzerlerinde herhangi bir zirai faaliyette bulunulmadığını ve halen eylemli durumları itibariyle devlet ormanı niteliğini haiz olduklarını, 4753 Kanun amacına uygun kullanılmadığını ve toprak tevzi komisyonlarınca dağıtımlarının yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, 40 nolu Orman Kadastro Komisyonunca dava konusu taşınmazlarla ilgili 3302 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan orman kadastro çalışmalarının iptal edilerek, özel orman statüsü verildiği anlaşılan dava konusu taşınmazların tamamı devlet ormanı niteliğini haiz olduğundan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescili, davalıların taşınmazlara yönelik müdahalesinin önlenmesi; varsa tapu kayıtları üzerindeki üçüncü kişi ya da kurumlar lehine şerhlerin terkinine karar verilmesi istemiyle her bir parsel için ayrı ayrı dava açmıştır. Davacı ... ise, orman tahdidi sırasında 147 ada 93 ve 146 ada 31 parsel sayılı taşınmazların özel orman olarak sınırlandırılan taşınmazların orman vasfında olmadığını ileri sürerek, özel orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin tespitin iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacı ..."nın davasının reddine; davacı ... İdaresinin tapu iptali tescil ve müdahalenin önlenmesi davasının tefrikine, orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne, 40 nolu Orman Kadastro Komisyonunca ... Köyü ... Mevkii"nde bulunan 146 ada 31 ve 147 ada 93 parsel sayılı taşınmazların tamamının özel orman sayılmasına ilişkin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının iptali ile dava konusu taşınmazların tamamının devlet ormanı sınırları içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... birleşen dosya davacısı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"un 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanun"a eklenen 36/A. maddesinde "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz." ve aynı Kanunun 17. maddesi ile 3402 sayılı Kanun"a eklenen geçici 11. maddesine göre; "bu Kanun"un 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır." hükmü gereğince davalı taraf aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetsiz ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1. bent 4, 5 ve 6. paragrafı ile 2. bent 4 ve 5. paragraflarının hükümden çıkarılarak, yerine “6099 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2021 günü oy birliği ile karar verildi.