5. Ceza Dairesi 2017/5269 E. , 2019/960 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanık ... yönünden beraat, diğer sanıklar hakkında mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
O yer C.Savcısının temyiz talebinin dilekçesinin kapsamına göre tüm sanıklar hakkında verilen hükümlere yönelik aleyhe, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafileri ile sanık ...’ın temyiz istemlerinin ise mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu nazara alınarak, incelemenin söz konusu temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
CMK"nın 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." biçimindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 09/10/2007 tarihli ve 2007/11-44-200 sayılı Kararında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesinin o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, bu kapsamda sanık ... hakkında düzenlenen 03/02/2011 tarihli iddianamede, belediyeye tahsisli olmayan bir gayrimenkul üzerinde insanlık anıtı projesi uygulamak suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan dava açılmasına karşın, Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 02/11/2006 tarih ve 421 sayılı Kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen alanda, yine Kurulun 08/02/2007 tarih ve 523 sayılı Kararı ile onaylanan çevre düzenleme projesi içinde yer almadığı halde kafeterya binası inşa edilmesi isnadına yönelik olarak 2863 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılmış bir kamu davasının bulunmadığı anlaşılmakla, bu suçtan zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
İddianamede yer alan "Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 02/11/2006 tarih ve 421 sayılı Kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen alanda, yine Kurulun 08/02/2007 tarih ve 523 sayılı Kararı ile onaylanan çevre düzenleme projesi içinde yer almadığı halde kafeterya binası inşa edilmesine neden olmak" şeklindeki isnadın sübutu halinde sanıklar Dursun, Ömer, Dünyamalı ve Tekin"in eylemlerinin 2863 sayılı Kanunun 65. maddesine muhalefet suçunu oluşturabileceği anlaşılmakla, bu husustaki delilleri takdir ve tartışmanın, suçtan zarar gören Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da haberdar edilmek suretiyle davaya bakmanın 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesinin görevi kapsamında bulunduğu, bağlantı nedeniyle sanıklardan ..., ... ve ... haklarındaki görevi kötüye kullanma suçları ile birlikte kanıtların takdiri ve değerlendirilmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanık ..."na verilen 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasının kısa süreli olmadığı, bu itibarla TCK"nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceği nazara alınmadan yazılı şekilde uygulama yapılması,
TCK"nın 52. maddesinin 3. fıkrasına aykırı şekilde sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı gösterilmeden adli para cezalarına hükmedilmesi,
Adli para cezalarının belirlenmesi sırasında TCK"nın 52/2. maddesine yer verilmemek suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, adli para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlamak üzere, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar Dursun, Serhat, Naif ve Ömer müdafileri, sanık ... ile O yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 29/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.