9. Ceza Dairesi 2015/13695 E. , 2017/807 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ... hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK"nın 139.
maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerini kimliğini gizleyen alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan kolluk görevlilerin sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine "uyuşturucu maddeyi satışa arz etme" suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu ve TCK"nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanıklar hakkında yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hükümlerden çıkartılarak, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki sonuç cezanın .... ay hapis ve .... TL adli para cezasına indirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık ... (Kırbıyıklı) Demirkıran hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK"nın 139. maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerini kimliğini gizleyen alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan kolluk görevlilerin sanıktan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine "uyuşturucu maddeyi satışa arz etme" suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıktan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu ve TCK"nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanık hakkında yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini,
b- Sanık yönünden yapılan 2-a nolu paragraftaki bozma sebebine göre; sanık müdafiinin lehe kanun hükümlerinin uygulanması talebi bulunmasına karşın, daha önce hapis cezasına mahkum olmayan ve suç tarihinde 18 yaşını doldurmayan sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının, TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca ertelenip ertelenmeyeceği hususunun karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA,
4-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
UYAP sisteminden alınan ve dosya içerisine konulan nüfus kayıt örneğine göre sanık ..."nın hükümden sonra .... tarihinde öldüğüne ilişkin kayıt araştırılarak TCK"nın 64/1. maddesi gereğince hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 04.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.