11. Hukuk Dairesi 2014/16878 E. , 2015/2581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.07.2014 tarih ve 2013/488-2014/454 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin asıl taşıyanı, davalının ise fiili taşıyanı olduğu serum emtiasının yurt içi taşınması sırasında ıslanmak suretiyle hasarlandığını, davacının alıcıya 16.037,31 TL hasar bedelini ödemek zorunda kaldığını, tahsiline ilişkin başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, araçta taşınan ilaçların davacının elemanlarınca kamyona yüklendiğini, tüm muhafaza işlemlerinin davacı tarafın elemanlarınca yapıldığını, bu hususlardaki eksiklik ve kusurun tamamen davacı tarafa ait olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek taşıdığı yükü nakledeceği yere zamanında götürdüğünü ve yetkililere teslim ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye göre; TTK"nın 781. maddesi uyarınca taşıma esnasında meydana gelen hasardan taşıyıcının sorumlu olduğu, her ne kadar davalı vekili, istif ve yüklemenin davacı elemanlarınca yapıldığını, kusurlu tarafın davacı olduğunu savunmuş ise de hatalı yükleme konusunda yanlış talimat verilmiş olsa dahi, davalı taşıyıcının, malın emniyetle taşınmasını sağlamak üzere her türlü tedbiri alması, hatalı yüklemeye karşı çıkması gerektiği, davalının basiretli bir tacirden beklenen davranışta bulunmaması nedeniyle meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının itirazının iptali ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren %27"den fazla olmamak üzere değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, asıl taşıyıcının ödediği hasar tazminatının fiili taşıyıcıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup; dosya kapsamında 2 eczacıdan 2 ayrı rapor alınmış, ilk raporda emtia ambalajlarının medifleks malzemeden olduğu, bu ambalajların hiçbir şekilde su geçirmez nitelikte olduğu, ıslandığında en fazla etiketlerinin zarar görebileceği, ancak etiketlerin tekrar ilaç firmasınca yapıştırılabileceği şeklinde görüş bildirilmiş iken, diğer raporda ise bilirkişi, emtia ambalajının ıslanması halinde dış yüzeyde bakteri oluşabileceği ancak poşet geçirgenliklerinin kontaminasyona izin vermeyecek nitelikte üretilmesinin firmanın sorumluluğunda olduğu, ıslanan etiketlerin tahribi halinde içeriği sağlam olsa dahi ürünün piyasaya sunulmasının doğru olmayacağı sonucuna varmıştır. Yurtiçinde gerçekleşen taşıma esnasında oluşan zararın tahsili nedeniyle açılan davada alınan iki rapor çelişkili görüşler içermekte olup, söz konusu serum emtiasının poşetlerinin ıslandığında içerisindeki serumun zarar görüp görmeyeceğinin, ıslanması nedeniyle tüm emtianın hasarlı kabul edilip edilemeyeceğinin, hasar ve kusur oranlarının belirlenerek meydana gelen zarardan sorumluluğun kime ait olacağının tespiti için konusunda uzman ve aralarında bir de taşıma hukuku alanında uzman bilirkişinin de bulunduğu 3 kişilik heyetten bilirkişi raporu alınarak çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.