19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/32507 Karar No: 2018/1813 Karar Tarihi: 21.02.2018
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/32507 Esas 2018/1813 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı davranışlarından dolayı mahkum olduğunu belirtmektedir. Temyiz isteği reddedilmiş ve kararın incelenmesinde başka nedenler bulunmamıştır. Ancak, suçun mağduru toplumun bireyleri olduğu için, meslek birliklerinin şikayetleri durumunda tüzel kişiler suçtan mağdur olarak kabul edilemez. Benzer bir davada da sanığın aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işlediği anlaşılmıştır. Kararda, sanığın cezasının toplanmasına ilişkin bir hüküm olmaması ve adli para cezalarının taksitleri belirtilmeden verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenlerle, kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 1412 sayılı yasa.
19. Ceza Dairesi 2015/32507 E. , 2018/1813 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle, sanık hakkında, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 30/10/2013 tarih ve 2013/105 esas, 2013/669 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2016/11370 sayılı esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosya getirtilip incelenerek, gerekmesi halinde birleştirilerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Kabule göre, 1- 5237 sayılı TCK"da cezaların toplanmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden doğrudan ve hapisten çevrilmek suretiyle verilen adli para cezalarının toplanmasına karar verilmesi, 2- 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi gereğince adli para cezalarının 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilirken infazda duraksamaya yol açacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesi Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.