14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1919 Karar No: 2010/2507 Karar Tarihi: 09.03.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1919 Esas 2010/2507 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/1919 E. , 2010/2507 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.08.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkin ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 11 parsel sayılı taşınmazları ile davalılara ait 12 parsel sayılı taşınmazın arasında bulunan yolun davalı taşınmazı kapsamında tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve yol olarak tescili veya bu kısmın davacılar ve davalılar adına 1/2 paylı tescili ve yine bu yere yapılan duvarın kali ile tecavüzün önlenmesi isteminde bulunmuştur. Davalılardan ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiş, davalıların paydaş olduğu 12 parsel sayılı taşınmazda bilirkişi krokisinde “A” ve “C” harfleri ile gösterilen 33,80 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümüne ait kaydın iptali ile bu yerin yol olarak bırakılmasına ve bu yerdeki duvarın kal’ine karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Dava, tapu iptali ve yol olarak terkin, yola elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Yollar, kamunun yararlandığı kamu mallarındandır. Tahsis veya öncesi bilinmeyen zamandan bu yana kamunun yararlanması ile kamu malı olma niteliği kazanan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesine göre de bir yerin kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yol olduğu saptanırsa bunlar tescile tabi tutulmaksızın haritasında yol olarak gösterilmek suretiyle işaretlenir. Bu genel bilgilerden sonra somut olaya gelince; Yerinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı ve davalı taraf tanıkları davaya konu taşınmaz bölümünün genel nitelikte yol olmadığını, bu yerden davacı ve davalı dahil çevre taşınmaz maliklerinin zaman zaman yol olarak yararlandıklarını ifade etmişlerdir. Görülüyor ki, çekişme konusu taşınmaz genel nitelikte öncesi belli olmayan bir zamandan beri kamunun yararlandığı yerlerden değildir. Bu tür bir yerin zaman zaman çevre taşınmaz malikleri tarafından yol olarak kullanılmış olması o yerin kamu malı niteliğinde yol olduğunun kabulünü gerektirmez. Davacı, taşınmazın kamu malı niteliğinde yol olduğunu kanıtlayamadığından davanın reddi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.