17. Hukuk Dairesi 2015/2632 E. , 2017/6576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; trafik kazası sonucu hayatını kaybeden..."in eşi müvekkili ... için davalı kurum tarafından, poliçe limitleri dahilinde hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından eksik ödenen kısmın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 200TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; 20.05.2014 tarihinde talebini 58.344-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 91341,29-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi 04/09/2012 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalının sıfatı sebebiyle tüketici mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/I. maddesinde, bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabının oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin II-a bendinde ise, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için güvence hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1483/I. Maddesinde ise sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı yasanın 4/I-a maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Yasa"nın lafzı ve amacı nazara alındığında zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere trafik kazası neticesinde yaralanan ilgililerin, diğer şartların da bulunması halinde teminat miktarı ile sınırlı olarak zararlarının karşılanmasını Güvence hesabından isteyebileceği, 5684 Sayılı Yasa"nın 14/I. Maddesi uyarınca da yasadaki emredici düzenleme doğrultusunda Güvence Hesabının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının yerine geçtiği, diğer bir deyişle sigortanın sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin karşıdan karşıya geçerken dava dışı şahsın kullandığı sigortasız aracın çarpması sonucu yaralanarak işgöremezliğe düçar olduğunu belirterek, işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminatın poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsilini talep etmektedir. Güvence Hesabının sorumluluğunun TTK.nın 1483/I. Maddesinden kaynaklanmasına ve aynı yasanın 4. maddesine göre TTK.nın dan kaynaklanan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağının açıkça belirtilmesine göre, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere görevli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.