12. Hukuk Dairesi 2017/3619 E. , 2017/12779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının murafaalı olarak yapılmasına HUMK"nun 438. ve İİK"nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2- Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekilinin icra mahkemesindeki şikayetinde, asıl davada 02.07.2013 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini, birleşen davada ise 02.07.2013 tarihinde yapılan ihalede taşınmazın alacaklıya alacağa mahsuben ihale edildiğini, esas dosyadan alınan hesap tablosunun yanlış olduğunu, talimat dosyasında yapılan ihalenin satış bedelinin süresinde yatırılmamış olması nedeniyle İİK.nun 133. Maddesi gereğince satışın bozulması taleplerinin reddine ilişkin ... İcra Müdürlüğü"nün 07.01.2013 tarihli kararın iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü, mahkemece ilk kararda; asıl dava yönünden şikayetin kabulü ile ihalenin feshine, birleşen davada ise asıl davada ihalenin feshine karar verildiğinden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, mahkeme kararının Dairemizin 20.01.2016 tarih 2015/30205 esas 2016/1480 karar sayılı ilamıyla “... mahkemece, yanılgı sonucu şikayetçiyle ilgisi olmayan ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/2987 Esas sayılı dosyası esas alınmak suretiyle ihalenin feshi isteminin sonuçlandırıldığı....... İcra Müdürlüğü"nün 2008/455 Talimat sayılı dosyasında satış ilanı borçlu vekiline tebliğ edildiğinden ihalenin feshi sebebinin yerinde olmadığı,... ihalenin feshinin istemine ilişkin sebeplerin eksiksiz olarak 6100 sayılı HMK."nun 297. maddesi doğrultusunda incelenip değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği...” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece; asıl dava yönünden şikayetin reddine, birleşen dava yönünden ise bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği gerekçesi ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verildiği görülmüştür.
6100 Sayılı HMK"nun 166. maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar.
Yine HMK"nun "Hükmün Kapsamı" başlığını taşıyan 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir.
Öte yandan usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Hukuk Genel Kurulu"nun 24/05/2017 tarih ve 2017/2-1607 Esas, 2017/968 Karar sayılı kararı).
Somut olayda, mahkemece Dairemizin bozma ilamından önceki kararda, asıl davada ihalenin feshine karar verildiğinden dolayı birleşen davada davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup Dairemizin bozma ilamı ile mahkemenin ilk kararı HMK."nun 297. maddesi doğrultusunda incelenip değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği yönünde usulden bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmiş olması da gözetildiğinde birleşen davanın konusu yönünden kesinleşmiş bir husus söz konusu olmayacağı gibi bu husus taraflar yönünden usuli kazanılmış hak da doğurmaz.
O halde mahkemece, birleşen dava yönünden işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek HMK"nun 297/2. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.