11. Hukuk Dairesi 2014/17585 E. , 2015/2561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.04.2014 tarih ve 2013/54-2014/152 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 02.11.1999 tarihinde... Sözleşmesi imzalandığını, süresinde ödenmeyen kredi alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalı tarafça takipte borca, yetkiye, imzaya itiraz edildiğini, imza incelemesi ile sözleşmedeki imzanın borçluya ait olup olmadığının tespiti gerektiğini ileri sürerek, 4.453,54 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazı ve zamanaşımı def"inde bulunmuş, kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ATK raporunda kredi sözleşmesindeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı hususunda bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, bu durumda imzanın davalının eli ürünü olduğu konusunda ispat yükünün davacıda olup, davacının sözleşme dışında herhangi bir delil bildirmediği, dava konusu sözleşmenin imzalandığı 1999 ve 2000 yıllarında ... Sözleşmeleri nedeniyle açılmış davaların neredeyse tamamının banka aleyhine sonuçlandığı ve verilen kararların da onandığı, o dönem bankada çalışan kişiler hakkında açılmış ve devam eden kamu davası bulunduğu, bütün bunlar göz önünde bulundurularak dava konusu sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu hususunun davacı tarafça ispat edilemediği ve davanın itirazın iptali davası değil alacak davası olup, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması şartlarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, alınmadığı anlaşılan 123,60 TL temyiz başvuru harcı ile 27,70 temyiz ilam harcının davalıdan alınmasına, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.