11. Hukuk Dairesi 2014/16549 E. , 2015/2560 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2014 tarih ve 2010/171-2014/344 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalının da ciranta sıfatıyla sorumlu olduğu 26.10.2002 ve 21.09.2002 keşide tarihli çekler nedeniyle icra takibi başlattığını, davalının 18.12.2002 tarihinde 15.426,500 TL olarak dosya borcunu ödediğini ancak, takip konusu çeklerle ilgili olarak müvekkilinden sadır olmuş gibi gösterilen ibranameye istinaden, İcra Mahkemesinin ihtilafın yargılamayı gerektirir iş olması nedeniyle verdiği karar uyarınca davalının icra dosyasına yatırdığı paranın faiziyle müvekkilinden talep edildiğini, haciz tazyiki altındaki müvekkilinin 27.04.2004 tarihinde 27.798,00 TL olarak faizi ve masraflarıyla birlikte daha önceden tahsil ettiği parayı dosyaya iade etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin davalı hakkında başka nedenle, başka bir icra dosyasından takip başlattığını, davalının bu dosyaya da aynı ibranameye istinaden itiraz ettiğini, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/17 Esas sayılı dosyasında itiraza gerekçe gösterilen ibranamenin sahteliği nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verdiğini, kararın davalı tarafından temyiz edildiğini ve ibranamenin sahteliği ile ilgili hükmün Dairemizin 2006/11505 E-2007/14116 K. sayılı kararı ile kesinleştiğini, davalının bu karar uyarınca dosya borcunu ödediğini, sahteliği kesinleşen ibranameye dayalı olarak icra dosyasında müvekkilinden geri alınan 27.798,00 TL"nin tahsili istemiyle takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına ve %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, dosya bedelinin davacıdan kesinleşmiş mahkeme ilamı uyarınca talep edildiğini, ibranamenin sahteliğinin de tespit edilemediğini savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, önceden davalı şirketin ortağı olan davacının, davalının da ciranta sıfatıyla sorumlu olduğu 26.10.2002 ve 21.09.2002 keşide tarihli çekler nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının 18.12.2002 tarihinde icra dosyasına 15.426,500 TL ödeme yaptığı ancak, daha sonra ibraz ettiği ".... " ile borcunu daha önce ödediğini ileri sürerek, ödediği meblağın faiz ve icra inkar tazminatıyla iadesini talep ettiği ve davacı tarafından 27.798,00 TL"nin icra dosyasına 27.04.2004 tarihinde yatırıldığı ve davalıya ödendiği, davalının ödeme belgesi olarak sunduğu ibranamenin Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/144 Esas sayılı dosyasında ATK"na gönderildiği ve alınan rapor ile sonradan doldurulmak suretiyle sahte olarak düzenlendiği sonucuna varıldığı, bu ibranameye dayalı olarak icra dosyasında kendisinden geri alınan 27.798,00 TL"ni davacının, işlemiş 46.631,93 TL faiziyle birlikte davalıdan talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve davalının kapanan İcra Müdürlüğü"nün 2010/10500 Esas sayılı takip dosyasındaki 27.798,00 TL asıl alacak ile, 46.631,93 TL faizine itirazın iptaline, takibin bu kısım üzerinden devamına, takipten itibaren asıl alacağa faiz işletilmesine, faize faiz işletilmemesine, asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece icra takibinde talep edilen asıl alacak ve işlemiş faize yönelik itirazın iptaline karar verilmesine rağmen sadece asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. satırında yer alan ""asıl alacağın"" ibaresinin çıkarılması ile yerine "" asıl alacak ve işlemiş faizin"" ibaresinin yazılmak sureti ile kararın davacı yararına bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.813,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.