11. Hukuk Dairesi 2020/713 E. , 2021/667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.10.2019 tarih ve 2019/337-2019/997 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkette 30.000,00 TL değerinde % 6 oranında hissesinin bulunduğunu, müvekkili tarafından Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/587 Esas sayılı dosyasıyla şirketten haklı nedenle çıkış ve ayrılma payının tespiti konulu dava açıldığını, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, çıkma payı olan 11.000,00 TL"nin davalı şirketten tahsiline karar verildiğini, ancak davacının sermaye payının 30.09.2008 tarihli bilirkişi raporunda 747.245,15 TL olarak tespit edildiğini, 05.05.2009 tarihli gerekçeli kararda bilirkişilerin alternatif hesap tarzına itibar edilmediğini, bilançoya göre tespit edilen 747.245,15 TL"nin esas alındığının belirtildiğini, dava ıslah edilmediğinden 11.000,00 TL üzerinden karara çıktığını ve kararın davacının haklı nedenle çıkışı bakımından onandığını beyan ederek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait sermaye payından kalan 737.245,15 TL"nin tahsilini, kararın kesinleşmesi sonrası avans faizinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak davacının ayni yahut maddi sermaye koymadığını, tüm sermayenin müvekkilince getirildiğini, iddialarının doğru olmayıp kötü niyetle ileri sürüldüğünü, hisse değeri hesabında karlılığın esas alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; bozma öncesi verilen karardaki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, 90.815,49 TL ayrılma payının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı mülga TTK"nın 551. maddesi kapsamında çıkma payına ilişkin alacağın, davacının davalı şirketten çıkmasına dair verilen kararın kesinleştiği tarihte, 6098 sayılı TBK’nın 149. maddesi (818 sayılı mülga BK md. 128) anlamında muaccel olmasına, bu manada işbu davaya dayanak Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/587 esas, 2009/294 karar sayılı 05.05.2019 tarihli ilamında, davacının davalı şirketten çıkmasına yönelik verilen hükmün Dairemizin 06.10.2011 tarihli bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşmesine, çıkma payı alacağında zaman aşımı süresinin 6098 sayılı TBK’nın 147/4 maddesi (818 sayılı mülga BK md. 126/4) uyarınca 5 yıl olmasına ve nihayetinde zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmamış bulunmasına göre davalı vekilinin tüm itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, çıkma payının tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, iş bu davaya dayanak olup haklı nedenle çıkma ve çıkma payının tahsili talepli İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/550 esas sayılı dava dosyasında düzenlenen bilirkişi raporundaki alternatif hesap tarzı hükme esas alınarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak işbu davaya dayanak olan ve 6762 sayılı mülga TTK"nın 551. maddesi (6102 sayılı TTK"nın md. 638/2.) kapsamında davacı tarafça ikame edilen çıkma ve çıkma payının tahsiline ilişkin yukarıda esas numarası belirtilen davada mahkemece, davacının davalı şirketten çıkmasına karar verildiği, çıkma payının belirlenmesi amacıyla dosya arasına alınan bilirkişi raporunda, davacının şirketteki % 6 oranındaki hissesine isabet eden çıkma payı olarak hesaplanan 747.245,15 TL hükme esas alınıp davacının talebiyle sınırlı şekilde 10.000,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verildiği, kararda aynı bilirkişilerce takdire sunulan alternatif hesap tarzına itibar edilmediği, bahse konu kararın deracattan geçerek 04.04.2014 tarihinde kesinleştiği, bu anlamda çıkma payının hesabında davacı yararına usuli müktesep hakkın oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, kesinleşen İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/550 esas 2012/950 karar sayılı ilamı sonucu davacı yararına oluşan usuli müktesep hak nazara alınıp, yapılacak değerlendirme sonucu hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı yararına oluşan usuli müktesep hak gözden kaçırılarak iş bu davaya dayanak dosyada düzenlenen bilirkişi raporundaki alternatif hesap tarzı hükme esas alınıp yazılı şekilde karar tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 4.652,71 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.