Esas No: 2021/2150
Karar No: 2022/889
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/2150 Esas 2022/889 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/2150 E. , 2022/889 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
A)Katılan vekilinin ... hakkında, Cumhuriyet savcısının ise ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümlere yönelik temyizlerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamında ... hakkında açılmış bir kamu davası ve temyize konu hüküm bulunmadığı, sanık ... hakkında ise Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının 02.05.2013 tarih ve 2013/992 Esas sayılı iddianamesiyle resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı halde Mahkemece bu suç yönünden hüküm kurulmadığı anlaşılmakla; Mahkemece bu suç yönünden mahallinde hüküm kurulması mümkün görülerek, katılan vekilinin ... yönünden, Cumhuriyet savcısının ise ... yönünden resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin temyiz talepleri bakımından dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
B)Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm ile sanıklar ..., ..., ... ve .... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendiren mahkemenin takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki sanık ... yönünden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekili ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklara yüklenen “ zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, Mayıs-Ağustos 2009 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
D) Sanık ... hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı dikkate alındığında; Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının 10.04.2009 tarih ve 2009/531 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında sahtecilik suçundan kamu davası açılmadığı halde iddianame dışına çıkılarak bu suçtan beraat hükmü kurulması,
E) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ... ve müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü;
..... Eczanesinde kalfa olarak çalışan sanık ...’in, ... isimli kişi için Anamur Devlet Hastanesince tanzim edilen ilaç kullanım fotokopisi üzerindeki hasta adı bölümünü ... olarak değiştirip sağlık karnesiyle beraber diğer sanıklar .... ve ...... aracılığıyla ... Devlet Hastanesinde görev yapan doktor ...’ya reçete ettirmek, reçeteye konu ilaçları sanık ... aracılığıyla, 13.03.2008 tarihinde sanık ...’in çalıştığı ve sanık ...’ın sahibi olduğu .... Eczanesinden aldırmak suretiyle sanık ...’in kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna azmettirme ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu, sanık ...’ın ise, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu işlediği; yine sanık ...’in,.....’a ait sağlık karnesi ile Anamur Devlet Hastanesinde görevli doktor ...’e muayene işlemi yaptırmadığı halde 17.03.2008 tarihli ilaç kullanım raporu temin ederek, 18.03.2008 tarihinde muayene işlemi yaptırmadan ... Merkez Sağlık Ocağında görevli doktor......’a reçete ettirmek, reçeteye konu ilaçları sanık ...’in çalıştığı ve sanık ...’ın sahibi olduğu Merkez Eczanesinden aldırarak kurumu zarara uğratmak suretiyle zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna azmettirme ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işlediği; birleşen Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/60 Esas sayılı dosyasında, yine sanık ...’in, muayene olmadan düzenlenen katılan ... adına beş reçete, müşteki ... adına üç reçete ve ... adına bir adet reçeteyi SGK’ya fatura etmek suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işlediği; birleşen Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/50 Esas sayılı dosyasında sanık ...’in, .... Eczanesinin sahibi sanık ...’ın oğlu olan ve 11.08.2011 tarihinde vefat ettiğinden hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen .....ile birlikte bir kısım mağdur ve müştekilerin sağlık karneleri ile T.C kimlik numaralarını tespit edip suç tarihleri olan 18.03.2009 ile 01.04.2009 tarihleri arasında Anamur Devlet Hastanesinde, 12.05.2009 ile 03.08.2009 tarihleri arasında ise ..... Sağlık Ocağında görev yapan ve 08.09.2012 tarihinde vefat ettiğinden hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen doktor.....’na mağdur ve müştekilerin haberi olmaksızın ilaç yazdırıp reçeteler tanzim ettirmek ve reçeteleri SGK’ya fatura ettirmek suretiyle zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçu ile kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık ...’in aşamalarda, suçlamaları kabul etmediğini, ..... eczanesinde eniştesi Halil ve eczane sahibinin oğlu ......’le birlikte çalıştıklarını, 2009 yılının Şubat ayında işten çıktığını, bu tarihten sonra Eczane ile ilgisinin kalmadığını, çalıştığı dönemde de kimse adına ilaç yazdırmadığını, doktor ....’yu tanımadığını savunması, sanık ...’ın, adına reçete düzenlenen ...’ı tanımadığını, ona ait sağlık karnesi ve raporuyla eczaneye gidip ilaç almadığını, sanık ... ile akraba olduklarını ancak kendisiyle sık görüşmediğini beyan etmesi, suçlara konu reçetelerden müştekiler .... ve ......’ya ait olanlar dışında reçeteler üzerinde herhangi bir imza ve yazı incelemesinin yaptırılmamış olması, suça konu reçetelerde yazılı ilaçlar ile miktarlarının, düzenlenen raporlar da dikkate alınarak, hak sahiplerinde bulunan hastalıklara ilişkin teşhis ve tedavi ile uyumlu olup olmadıklarının araştırılmamış olması, söz konusu reçeteler ile ilaç kullanım raporlarının düzenlendiği tarihlerde hak sahiplerinin ilgili sağlık kuruluşlarında muayene olup olmadıklarının belirlenmemiş olması, sanık ...’in 2009 yılı Şubat ayında eczaneden ayrılıp ayrılmadığının tespit edilmemiş olması, soruşturma sırasında vefat ettiği için hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen doktor ...’nun müfettişe verdiği 06.03.2012 tarihli ifadesinde suça konu reçetelerdeki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu, ... Eczanesi ile reçete yazma konusunda herhangi bir anlaşma yapmadığını, ... Şen ve ...’i tanıdığını, sanık ...’i ise tanımadığını belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu reçetelerde ilaçları teslim alan bölümündeki imza ve yazıların sanık ... ile suç tarihlerinde eczanede birlikte çalıştıkları anlaşılan... ve ...’ya aidiyeti yönünden, suça konu ...’a ait 13.03.2008 tarihli reçetedeki ilaçları teslim alan bölümündeki imza ve yazıların ise, sanık ... ile eczane sahibi ve çalışanı olan sanıklar .... ve.....’a aidiyeti yönünden bilirkişi raporu alınması, suça konu reçetelerin düzenlendiği sağlık kuruluşundan suç tarihlerindeki poliklinik defterleri getirtilip incelenerek, reçetelerde adı geçen hastaların kayıtlı olup olmadıkları, muayene edilip edilmedikleri, uygulanan tedavilerin reçetelerde belirtilen teşhis ve yazılan ilaçlar ile uyumlu olup olmadığının belirlenmesi bakımından üniversitelerin reçetelere konu hastalıklarla ilgili uzman hekimlerden oluşturulacak bilirkişi kuruluna dosya ve ekleri tevdi edilerek ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, özellikle Mahkemenin birleşen 2013/50 Esas sayılı dosyasında sanık ...’e yüklenen eylemler bakımından suç tarihleri dikkate alınarak sanığın, 2009 yılı Şubat ayında eczanedeki işinden ayrılıp ayrılmadığının, bu tarihten sonra eczaneyle ilgisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, 5237 sayılı TCK'nin 40/2. maddesine göre, özgü suçlarda özel faillik niteliği taşıyan kişilerin fail olabileceği bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin ise ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği nazara alındığında; bir kısım reçeteleri düzenleyen doktorlar ....ve .... hakkında soruşturma izni verilmediğinden haklarında kamu davası açılmadığı gözetilerek, sanık ...’ın, doktor .....’in eylemlerine azmettirme suretiyle iştiraki kapsamında, 27.09.2010 tarihli ihbar tutanağında sanık ...’ten bahsedilmemesi, ihbar tutanağında ve tanık ...’ın 01.10.2010 tarihinde savcılıktaki ifadesinde, sahte reçete düzenlenmesi eylemlerinin .... ile doktor ....mail arasında gerçekleştiği yönünde beyanlarda bulunması, ..... ile birlikte sanık ...’in evine gittikleri, burada ...’in cebinden TC kimlik numaraları ve ilaç isimleri yazan bir kağıdı sanık ...’e verdiği yönündeki beyanından kısmen dönerek (Mahkemedeki 05.02.2014 tarihli beyanında) eve girmediğini, arabada beklediğini belirttiği, tanık ...’nın beyanlarına göre, tanık ... ile ... arasında husumet bulunduğu hususları ile Mahkemenin birleşen 2013/50 Esas sayılı dosyasındaki eylemlerin suç tarihlerine göre sanık ...’in bu tarihlerde eczanede çalışıp çalışmadığı da tespit edilip göz önünde bulundurularak, sanık ...’in doktor İsmail’in sahtecilik eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin somut delillerin nelerden ibaret olduğunun karar yerinde tartışılması, suç tarihlerinde ... Eczanesi tarafından çalıştığı ecza depolarına sahte kutularda ilaç iade edilip edilmediğinin araştırılması, belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, sahte olduğu iddia edilen reçete asıllarının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazdırılması ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ... ile müdafisi, sanık ... müdafisi, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca sanık ... hakkında diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin onanması gerektiği yönündeki Yargıtay üyesi ...'ın karşı oy ve oy çokluğu diğer yönlerden 20.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi..
Karşı görüş:
Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, sanık ... hakkında ise nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin eksik araştırma ve aldatıcılık niteliğinin duruşmada değerlendirilmesine hasredilen bozma nedenlerine iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, zira;
İlk derece mahkemesince suçun sübutu ve vasıflandırılması bağlamında esasa etkili tüm deliller toplandıktan sonra hüküm kurulduğu ve mahkemenin CMK' nin 217. maddesi uyarınca toplanan delillere göre mahkumiyete ilişkin oluşan kanaat ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından suçların sübutu yönünden eksik araştırma ile karar verildiği yönündeki sayın çoğunluğun kararına iştirak edilmesi mümkün bulunmadığı gibi kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu yönünden de aldatıcılık niteliğinin tespitine ilişkin davaya konu sahte belgelerin kanaat oluşturacak yeterli sayıda kısmının dosya içerisinde bulunduğu ve Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre temyiz incelemesi sırasında heyetçe gözlem yapılması suretiyle aldatma niteliğinin tespit edileceği cihetle Dairemiz yerleşik uygulaması ile aşılması mümkün usulü eksikliğin bozma nedeni yapılmaması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma ilamının "E" bendinde yazılı bozma düşüncesine iştirak edemiyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.