23. Hukuk Dairesi 2013/3721 E. , 2013/4196 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, ortağı olduğu davalı kooperatifin, gönderdiği ihtarnamelerle kendisinden haksız olarak faiz talebinde bulunduğunu, oysa ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/... E., 2007/159 K sayılı dosyasından davalı kooperatife ....616,86 TL anapara borcu ve gecikme faizi ile birlikte ....520,00 TL borcunun olduğunun tespit edildiğini, bu parayı ihtarname tebliğinden sonra davalı kooperatife ödediğini ve herhangi bir borcunun kalmadığını, ancak davalı kooperatifin bu ödemeyi haksız olarak gecikme faizi borcundan mahsup ettiği gibi yukarıda açıklanan tespit davasından sonra ödediği 615,00 TL"yi de hesaba dahil etmediğini, gönderilen ihtarnamelerde 06.05.2009 tarihi itibariyle istenen faizin de haksız olduğunu ileri sürerek, kooperatife ödenen ....520,50 TL ile 615,00 TL ve bunun faizi kadar borcu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından ....02.2002 tarihinde açılan menfi tespit davasında, davacının dava tarihi itibariyle anapara ve gecikme faizi olmak üzere toplam ....518,03 TL borçlu olduğunun hüküm altına alındığını, genel kurulca kararlaştırılan aylık %... gecikme faizinin bu alacak için dava boyunca işlediği gibi, davadan sonra da işlemeye devam ettiğini ve gecikme faizi ile birlikte borcun ihtarname tarihinde ....159,75 TL"ye ulaştığını, davacının ihtarname tebliğinden sonra yaptığı ....520,00 TL lik ödemenin BK"nın 84. maddesi uyarınca gecikme faizinden mahsup edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 06.05.2009 tarihli birinci ihtarname tarihi itibariyle davacının borç miktarının, ....616,86 TL anapara ve ....320,61 TL gecikme faizi olmak üzere toplam ....937,47 TL olduğu, BK"nın 84. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin öncelikle asıl alacaktan mahsup edileceği yönünde bir karar yahut uygulama bulunmadığında kısmi ifanın öncelikle faiz borcuna mahsup edileceği, buna göre davacı tarafında yapılan ....518,03 TL ödemenin dava tarihi itibariyle ....290,69 TL"ye yükselen faiz borcundan mahsup edilmesi sonucunda davacının dava tarihi itibariyle davalı kooperatife ....616,86 TL anapara ve ....772,66 TL gecikme faizi olmak üzere toplam ....389,52 TL borcunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
...) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
...) Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 Sayılı Kanun m....,...). Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır ( ... Sayılı Tarife, madde III/...-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır ( ... Sayılı Tarife, madde III/...-a). Tespit davaları bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının saptanmasına ilişkin davalardır. Bu tespit işlemi eda davalarında da vardır. Bundan başka eda davalarının ikinci bir eda bölümü vardır ki, bu bölüm tespit davalarında yoktur. Bu nedenle eda davası, aynı konudaki tespit davasını (talebini) de içeren daha geniş kapsamlı bir davadır (B.Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001-.... Baskı, ....Cilt, Sayfa 1412-1417). Bundan dolayı “...Tespit davası eda davasının öncüsü durumundadır...” (07.07.1965 gün 1965/... Esas, 1965/... Karar sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı). Öncüsü olduğu eda davası gibi konusu malvarlığı (mamelek) hakkıdır ve belli bir değer (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ile ilgili bir dava niteliğini taşıdığından 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ....maddesi uyarınca “Değer ölçüsüne göre harca tabi” işlemlerden olup, (...) sayılı tarife uyarınca nispi harç alınması gerekmektedir. Bu ilkeler YHGK"nın ....01.2009 tarih ve ...-805 E, ... K sayılı ilamında da vurgulanmış ve açıklanmıştır. Harçlar Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Somut olayda, dava nispi harca tabi olup, ihtarnamelere dayalı olarak anapara ve gecikme faizi borcunun bulunmadığının tespiti istendiğine göre, mahkemece davacıdan hangi tarihli ihtarname ya da gerekçedeki gibi ....05.2002 ya da dava tarihinden hangisi itibariyle borçlu olmadığının tespitini istediği sorulup, buna göre dava konusu yaptığı değer belirlenerek, Harçlar Kanunu"nun .... maddesi uyarınca buna ilişkin harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, 615,00 TL üzerinden yatırılan harçla yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
...- Kabule göre, mahkemece, davacının harç eksikliğini tamamlaması halinde; mahkemece davacı tarafından, yapılan ödemelerin asıl alacaktan mahsup edilmesi gerektiği iddia edilmesine rağmen bu hususta 09.05.1993 tarihli genel kurul kararı dışında hiçbir genel kurul kararı getirtilmeden, ödemelerin BK"nın 84. maddesi uyarınca öncelikle gecikme faizinden mahsubu suretiyle hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
BK"nın 84. maddesi uyarınca, ödemeler öncelikle gecikme faizinden mahsup edilirse de davalı kooperatifin aksi yönde bir genel kurul kararı ya da uygulamasının bulunması halinde ödemelerin asıl alacaktan mahsubu da mümkündür. Mahkemece, öncelikle tüm genel kurul tutanaklarının davalı kooperatiften, temin edilemezse ilgili Ticaret Sicili Memurluğu"ndan veya anasözleşmesinin 41. maddesi gereğince Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nden getirtilmesinden sonra kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla, ödemelerin asıl alacaktan mahsubu yönünde genel kurul kararı ya da tüm defter ve kayıtları incelenerek bu yönde bir fiili bir uygulama olup olmadığı tespit edilip, davacının ... nolu bent uyarınca yapacağı açıklamaya göre, ihtarname ya da ....05.2002 ya da dava tarihi itibari ile borçlu olup olmadığı belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı tarafça 615,00 TL ödeme yapıldığı iddia edilip, bu konuda banka dekontları sunulmuş ve bu hususta alınan bilirkişi raporuna da itiraz edilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu hususta mahkemece, gerekirse banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak davacının ödeme iddiasının araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru olamıştır.
Diğer yandan, karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun .... maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin .../.... maddesinin .... bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK "nın 101/.... ( 6098 sayılı T.B.K" nın 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde
düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un .../.... maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için .... maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/.... maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
Somut olayda, dava konusu alacak kalemine ilişkin faiz oranı kooperatif genel kurul kararıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/.... maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un .../.... maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen (yasa gereği) BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ....06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.