3. Hukuk Dairesi 2014/21639 E. , 2014/17029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2014
NUMARASI : 2013/1060-2014/718
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davalı vekili tarafından verilen 01.12.2014 tarihli dilekçe üzerine yapılan incelemede; yerel mahkemece verilen 12.06.2014 günlü ve 2013/1060 E. 2014/718 K. sayılı hükmün yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edildiği, ancak istemin zuhulen karar düzeltme olarak nitelendirildiği ve Dairemizin 31.10.2014 günlü ve 2014/18883 E. 14131 K. sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmakla, maddi hata talebinin kabulü ile Dairemizin 31.10.2014 günlü ve 2014/18883 E. 14131 K. sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün temyiz incelemesinin yapılmasına karar verilerek, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili üniversiteye bağlı hastanede biyolog olarak görev yapmakta olan davalıya bu nedenle döner sermaye ödemesi yapıldığını, ancak davalının Veteriner Fakültesinde görevlendirilmesine rağmen 01.03.2009 – 30.01.2010 tarihleri arasında sehven 6.941,93 TL döner sermaye ödemesi yapıldığını ileri sürerek; yersiz ödenen 6.941,93 TL nin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin görevlendirilmesine ilişkin işlemin idare mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen işlem nedeniyle yapılan ödemenin hukuka aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 25.06.2013 günlü ve 2013/10656 E. 10995 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava; fazla ödenenin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanununun 62.maddesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 78.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddelerde belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Buradaki yanılma; davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
HGK"nun 1982/13-387 E.-1984/997 K. sayılı kararında; hatalı intibak ve hatalı terfi gibi şart tasarrufun yanlış yapılması veya sonradan geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılan fazla ödemenin idare hukuku ilkelerine göre geri istenebileceği ve geri isteme süresinin 60 gün olduğu, ancak şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin ise Borçlar Kanununun haksız iktisap kuralları çerçevesinde geri istenebileceği açıklanmıştır.
Mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış ise de bu raporlara itibar edilmemiş, davalıya yapılan ödemenin herhangi bir şart tasarrufa dayanmadığı, salt hatalı olduğu, dolayısıyla davalıya hataen yapılan ödemenin Borçlar Kanununun haksız iktisap hükümleri çerçevesinde geri istenebileceği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne, 6.941,93 TL döner sermaye katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, hukuksal nitelikçe sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı tarafa yapılan ödemenin sebepsiz olduğunun anlaşıldığı iddiasıyla yaptığı ödemeyi faizi ile birlikte istemekte; davalı taraf ise, ödemenin dayanağı olan görevlendirme işleminin mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceğinden talebin reddini savunmaktadır.
Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Somut olayda ise; davacı idare tarafından yapılan görevlendirme işleminin davalı tarafından Kayseri 2. İdare Mahkemesinde açılan dava sonucunda hukuka uygun olmaması nedeniyle iptaline karar verildiği, yine davalı tarafından Kayseri 1. İdare Mahkemesinde açılan dava ile davaya konu dönemden sonraki 2010 yılı Şubat ile Nisan aylarına ait döner sermaye ödemelerinin iptal edilen görevlendirme işleminden kaynaklanması nedeniyle davalıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bozma ilamından sonra aldırılan bilirkişi raporlarında ise; geçmişe etkili olan iptal kararı ile iptal edilen işlemden önceki duruma dönüldüğü, buna göre davalının döner sermaye ödemesi alma hakkının bulunduğu, davacı idarenin bu ödemeyi BK. nun sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde istemesinin hukuken mümkün olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; bozma ilamından sonra aldırılan bilirkişi raporları ve yapılan inceleme ile ödemenin iadesini gerektiren görevlendirme işleminin iptal edilmiş olması nedeniyle ödemenin hukuka uygun hale geldiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.