Esas No: 2021/38440
Karar No: 2022/1059
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/38440 Esas 2022/1059 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak temyiz süresinin 15 gün olması yönünde yanıltıcı ifadeler kullanılması nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğu belirtilmiş ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanan 1412 sayılı CMUK'nin temyiz süresinin bir hafta olduğu, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete geçtiği tarih olan 20.07.2016'dan önce verilen ve Yargıtay'dan geçen dosyalar hakkında ise hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nin 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca 16.03.2021 tarihinde yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi kararıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan \"hükme bağlanmış\" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edildiği hatırlatılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Hükümden önce 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay'dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nin 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK'nin 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması nedeniyle; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2015 tarihli 2015/11-120 Esas ve 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olunduğu gibi Anayasa Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli kararına göre de bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması karşısında, sanığın yokluğunda verilip usulüne uygun olarak 17.02.2021 tarihinde tebliğ olunan hükme yönelik 04.03.2021 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilip, tebliğnamedeki temyizin reddi görüşüne iştirak edilmeyerek yapılan incelemede,
Sanığa isnat edilen ve üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren güveni kötüye kullanma suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 24.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.