11. Hukuk Dairesi 2014/14013 E. , 2015/2524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/09/2013 tarih ve 2011/298-2013/540 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin üretimini yaptığı mobilya ürünlerinin Türkiye ve dünya çapında tanındığını, müvekkili şirket tarafından çizimi yapılıp ... nezdinde tasarım tescil belgesi bulunan tasarımları ile aynı olan ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olan ürünlerin davalı tarafından üretildiğinin ve piyasaya sürüldüğünün tespit edildiğini ileri sürerek, davalının üretiminin engellenmesini, piyasaya sürülen ürünlerin, katalogların, diğer ilan ve reklam vasıtalarının toplatılmasını, davalı üretiminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin o dönem üretmiş olduğu ürün ile davacı tasarımları arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin davacı tarafından gönderilen ihtarnameden sonra ürün üzerinde esaslı değişiklikler yaparak üretmek istediğini, müvekkili şirketçe haksız bir kullanımın söz konusu olmadığını savunarak, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait tasarımların davalının ... ve ... isimli ürünlerinde kullanıldığı ve belirgin şekilde benzer olduğu gerekçesi ile tasarıma müdahale nedeniyle bu ürünlerin üretiminin durdurulmasına, bu ürünlerin piyasaya sürülenlerinin katalogları, diğer ilan ve reklam vasıtalarının toplatılmasına, davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davacının 554 sayılı KHK"nın 52/b maddesine göre tecavüz edenin tasarımı kullanmakta elde ettiği kazanca göre davacı tarafın tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakla bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi 2,307,75 TL maddi tazminatın ve yapılan eylem nedeniyle uygun görülen 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-554 sayılı KHK"nın 11. maddesine göre, “Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, 7. maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.” Anılan madde hükmü uyarınca, koruma kapsamının belirlenmesinde kıyaslanan tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle belirgin bir benzerlik gösterip göstermediğinin tespiti gerekmektedir. Mahkemece bu hususta görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/02/2013 tarihli raporda, davalı ürünlerinin davacının tescilli tasarımları ile benzer olduğu görüşü bildirilmiş ise de, söz konusu bilirkişi raporunu düzenleyen heyette tasarım uzmanı bulunmamaktadır. Oysa, yukarıda da ifade edildiği üzere, tasarımlar arasında kıyaslamanın aralarında bir tasarım uzmanı bilirkişinin de bulunduğu heyet tarafından değerlendirilmeli, ancak yapılacak bu değerlendirme kapsamında da esasen kıyaslanan tasarımlar hakkında bilgilenmiş kullanıcıların gözüyle bariz benzerlik olup olmadığı hususunda bir sonuca ulaşılması gerekir. Bu nedenle, aralarında tasarımcı bilirkişinin bulunmadığı bir heyetçe verilen ve yukarıda açıklanan değerlendirmeleri içermeyen, denetime elverişli olmayıp soyut görüş açıklaması niteliğindeki rapora itibar edilerek sonuca varılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin tazminata yönelik temyiz itirazlarının şu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.