11. Hukuk Dairesi 2014/16190 E. , 2015/2521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/07/2014 tarih ve 2012/610-2014/310 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili firmanın ... marka çakmağın marka hakkına sahip olduğunu, ilgili çakmak markasının ... belgeli ve tescilli bir marka olduğunu, davalının bu marka ürünlerin ayırt edemeyecek derecede aynısını satmak, dağıtmak suretiyle suç işlediklerini, davalının adresinde işbu davaya konu edilen sahte çakmaklardan Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/587 D.iş sayılı arama kararı sonucunda 2073 adet bulunduğunu bu durumun tutanak altına alındığını belirterek, müvekkili şirkete ait ... markalı çakmakları ile bu çakmakları marka hakkına muhalefet ederek sahte olarak kullanan ve ticari amaçlı olarak satan, dağıtan davalılardan fazlaya ilişkin hak ve alacakları ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu çakmakların taklit ürün olduğunu bilmediğini, bu çakmakların Şanlıurfa"dan kargo yolu ile alındığını, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."nin işyerinde yapılan ve 15.06.2012 tarihli arama el koyma ve yediemin tutanağına göre 2073 adet Cricket markasını taşıyan taklit çakmakların bulunduğu, markanın haksız olarak kullanıldığı, malları satan kişinin tacir olması halinde, basiretli işadamı gibi davranması, aynı ticaret alanında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesi gerektiği, tacir olan davalı ..."nin ürünlerin taklit olduğunu bilmediği savunmasının dinlenmesinin mümkün olmadığı, şu durumda davalı ..."nin, maddi tazminattan sorumlu olması gerektiği, 2073 çakmağa el konulduğu ancak 9 adet çakmak dışındakilere ulaşılamadığı, 9 adet çakmaktan 3 adedinin taşlı düz çakmak, 6 adedinin elektronik düz çakmak olduğu, BK"nın 50. maddesi ve bilirkişinin 18.06.2014 havale tarihli ek raporuda dikkate alındığında, dava konusu el konulan 2073 çakmağın %33"ünün taşlı düz, %66,67"sinin ise elektronik düz çakmak olduğu kabul edilerek, davacının talep edebileceği
tazminat miktarının toplam 422,65 TL olarak belirlendiği, her ne kadar davalı ... hakkında dava açılmış ise de, Ticaret Sicili Müdürlüğü"nün 05.02.2013 tarih ve 478 sayılı yazı cevabından da anlaşılacağı üzere, böyle bir şirketin olmadığı, yapılan araştırmalara rağmen de böyle bir şirketin varlığına ulaşılamadığı, gerekçesiyle şirket aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 422,65 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-HUMK’nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 2014 yılı için 1.893,60 TL"dir.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile toplam 15.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın 422,65 TL"lik kısım üzerinden kabulüne, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Davanın kabul edilen kısmı bakımından, verilen karar temyiz talebinde bulunan davalı ... yönünden karar tarihindeki temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı ... vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün davalı ... yönünden kesin olması nedeniyle miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına göre, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.