11. Hukuk Dairesi 2014/17448 E. , 2015/2517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2013/193-2014/206 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan makinelerin davalı şirketin maliki olduğu, diğer davalının sevk ve idaresindeki araç ile taşınırken meydana gelen kazada araçtan düşmesi sonucu hasar gördüğünü, hasar bedelinin davacı tarafından sigortalısına ödenerek haklarına halef olduğunu, talebe rağmen davalılar tarafından bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 48.068,00 TL"nin temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, sigortalıya ait makinelerin taşınmasının .... tarafından üstlenilmesi nedeniyle davalı şirkete husumet düşmeyeceğini, meydana gelen kazada davalılara atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, yükleme işinin davalılar tarafından yapılmadığını, kazanın makinelerin düzgün yerleştirilmemesi ve sabitlenmemesi nedeniyle meydana geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kabulüne; 48.068,00 TL"nin temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Taşımanın yapılacağı güzergah dikkate alındığında dava konusu taşıma, uluslararası niteliktedir. Karayolu ile milletlerarası taşımacılıkta yeknesak bir düzenleme oluşturmak amacıyla düzenlenen “Eşyaların Karayolunda Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi’ne (CMR) Türkiye de 14.12.1993 gün ve 21788 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3939 Sayılı Yasa ile katılmayı kabul etmiştir. CMR’nin kapsamını belirleyen 1. maddesi uyarınca bu sözleşme, yükleme ve teslim için belirlenen yerin en az birisi akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgah ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacaktır. Anılan sözleşme, Anayasamızın 90. maddesi uyarınca milli hukukumuzun bir parçası haline gelmiş durumdadır. Mahkeme, CMR hükümlerini kendiliğinden öncelikle uygulamak zorundadır. Bu sözleşmede taşıyıcı sıfatı, tarafların hak ve sorumlulukları farklı hükümlere tabi tutulmuştur.
Somut olayda dava doğrudan uluslararası taşıma sözleşmesinin tarafı olduğu iddia edilen taşıyıcılar aleyhine açılmıştır. CMR hükümlerine tabi taşımalarda da taşıyan, teslim aldığı gönderiyi tam ve sağlam bir şekilde alıcısına teslimle mükelleftir. O halde, uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümleneceği dikkate alınıp, iddia ve savunma kapsamında aralarında uluslararası taşıma hukukunda uzmanın da bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınması ve tüm kanıtların birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken CMR hükümlerine göre değerlendirme yapmayarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.