11. Hukuk Dairesi 2020/764 E. , 2021/665 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.07.2019 tarih ve 2017/901-2019/621 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; bankanın yasal takip borçlularından Ordo Ortadoğu Şehircilik ve Yatırım A.Ş."nin arazisinin banka yönetim kurulu kararı gereğince, banka tarafından satın alınmasına ve firmanın banka ile diğer kişi ve kuruluşlara olan borçlarının ödenmesinden sonra bakiye arazi bedeli olan 26.970.500.000 eski TL’lik bölümünün, yine banka yönetim kurulu kararı gereğince İstanbul Anatepedeki 390 adet konutun adı geçen firmaya devri sureti ile ödenmesinin kabul edildiğini, ancak adı geçen konutların inşaatları ile ilgili gecikmelerden dolayı bunların devredilememesi nedeniyle konutların bedelini karşılayan 26.970.500.000 eski TL miktarındaki banka borcunun firmanın faizi ile birlikte ödeme talebini içeren yazısının bankaya geliş tarihinden itibaren faizlendirilerek toplam 31.040.459.228 eski TL olarak ödenmesi mümkün ve gerekli iken, yapılan ekspertiz sonucunda devredilmesi önerilen 390 konutun eski ve yeni ekspertiz değerleri arasındaki 7.932.500.000 eski TL tutarındaki farkın kâr-zarar hesabına borç kaydı ve ilavesi ile satış değerinin 34.903.000.000 eski TL olarak tespiti nedeniyle bankaca bu tutar üzerinden ödeme yapılması sonucunda bankanın 3.862.540.772 eski TL fazla ödeme yapılmasına sebep olunduğunu, ayrıca nakit ödemeler sonrasında banka mülkiyetinde bulunan ve firmaya devredilen 42 parça gayrimenkulün 1988 yılı ekspertiz değerleri ve ihale fiyatları ile devredildiğini, bu suretle taşınmazların değer artışı nazara alınmaksızın devri sebebiyle de 7.048.568.438 eski TL banka zararı oluştuğunu ileri sürerek toplam 10.911.109.210 eski TL"nin 09.08.1989 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar ve vekilleri, alınan kararlar ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, bankanın zararının olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; olaya 6102 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 2/a maddesi uyarınca 6762 sayılı Kanun hükümlerinin dikkate alınacağı, dava dışı şirketin 20.03.1989 kayıt tarihli yazı ile davacı bankaya şirketin 457.700 m2 arazisinin 30.12.1988 tarihinde m2"si 85.000 TL" den satıldığı, halen bu alışverişten dolayı bankanın şirkete 26.904.500.000 eski TL borçlu olduğu, bankanın bu borcuna karşılık şirketlerine Küçükbakkalköy Anatepe"de inşa edilen konutlardan vermeyi taahhüt ettiği, ancak bu konutların kısa zamanda tesliminin mümkün görülmediği ifade edildikten sonra, şirkete olan ve belirtilen banka borcunun nakit olarak, cari mevduat faizi uygulanacak bir yıl vadeli mevduat sertifikaları verilmesi suretiyle ödenmesinin talep edildiği, ancak banka eski yönetim kurulunca adı geçen firmaya devri taahhüt edilen 390 adet konutun değeri tespit ettirilmek suretiyle borç tutarının 34.903.000.000 eski TL olarak belirlenip ve bu değer üzerinden bir kısmı firmaya taşınmaz devredilmek, bir kısmı ise nakden veya borçları kapatılmak suretiyle ödendiği, davacı bankanın borcuna uygulanacak faiz oranı ve miktarının tespiti ile faiziyle birlikte ödenmesi gereken meblağın belirlenmesi, davacı bankanın gerek taşınmaz devirleri, gerekse nakit ve borcu kapatılmak suretiyle firmaya yaptığı ödemeler nazara alınarak, davalıların işbu karar ve uygulamaları ile bankanın zarara uğrayıp uğramadığının tespiti için alınan bilirkişi raporu uyarınca davacı bankanın borcuna karşılık faiz ödemesi gerçekleştirmesi durumunda 35.466,21 TL ödeme gerçekleştirmesi gerekeceği, dava dışı şirket ile yapılan 31.07.1989 tarihli ibralaşma neticesinde 34.903,00 TL ödeme gerçekleştirildiği, sadece ibralaşma tutarı üzerinden değerlendirme yapılsa bile davacı bankanın 563,21 TL kârlı işlem gerçekleştirdiği, dosya içerisinde bulunan bilirkişilerce yapılan rayiç değer tespitinde dava dışı şirkete devredilen 42 adet gayrimenkulün rayiç değerinin 20.918,00 TL olduğu ancak bu gayrimenkullerin 24.165,89 TL üzerinden dava dışı şirkete devredildiği, gayrimenkullerin rayiç değeri üzerinden yapılan hesaplama neticesinde de yapılan ibralaşma ile davacı bankanın 3.811,10 TL kârlı işlem gerçekleştirdiği, davalıların işbu karar ve uygulamaları ile davacı bankanın zarara uğramadığı, davalılarca yapılan işlemde hukuka aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.