19. Hukuk Dairesi 2018/456 E. , 2019/3630 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalının 2006 yılında alışveriş yaptığını, müvekkilinin davalıya çek verdiğini, borcun banka üzerinden davalıya ödenmesine rağmen davalının çeki iade etmediğini, çekin arkasında davalı şirket kaşesi bulunduğunu, bu nedenle davalı şirket kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı olarak ... 3. İcra Müdürlüğü" nün 2007/3193 sayılı dosyasından icra takibi başlattığını belirterek, 10.10.2006 tarihli 4.772- TL bedelli takip konusu çekin iptaline, müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinin bayisi olmak istemesi üzerine taraflar arasında ticari ilişki başladığını ve davacıya iki adet faturaya konu un verildiğini, davacının da karşılığında dava konusu çeki ve davadışı senetleri verdiğini, bir süre sonra başkalarına borcundan hacze gelineceğinden bahisle ellerindeki unu iade etmek istediklerini bildirdiklerini, müvekkilinin de bir miktar unu iade aldığını, ancak iade masrafları ile hasara uğrayanlar olduğundan davacıya bakiye kalan borcun bildirildiğini, davacının da iki adet senet verdiğini, davacının konusuz kalan senetlerini iade almadığı gibi dava konusu çeki de ödemediğini, bu nedenle çeki takibe koyduklarını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve bilirkişi raporlarına göre, davacının dava konusu çeki ödediğini iddia ettiği, bu nedenle ödeme def"ini ispat etmesi gerektiği, çek bedelini ödediğine ilişkin davalının imzasını taşıyan bir belgesi olmadığı, davacı tarafça sunulan herhangi bir şerh içermeyen banka dekontlarının dava konusu çek bedelini karşılamadığı gibi, dava konusu çekten önceki keşide tarihli diğer çeklerin bedelini dahi karşılamadığı, davacının davalıya yemin de yöneltmediği gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine, dosyada uygulanmış bir tedbir olmadığından ve alacaklının alacağına geç ulaşma şartı oluşmadığından davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmesine üzerine Dairemizin 08.12.2015 tarih ve 2015/3593 E. - 2015/16408 K. sayılı ilamı ile “ Dava konusu çekin keşide tarihi 10.10.2006" dır. Davacı, bu çeke mahsuben ödeme yaptığını iddia etmiş, davalı ise bu ödemelerin başka alacağa mahsuben yapıldığını savunmuştur. Çekin keşide tarihinden sonra yapılan ödemeler çeke mahsuben yapılmış sayılır. Ancak, başka bir alacağa mahsuben bu ödemelerin yapıldığını savunan alacaklının bu iddiasını yazılı belgeyle kanıtlaması gerekir. Mahkemece ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu kabul edilerek, başka alacak var ise buna ilişkin belge asıllarını sunmasının istenmesi, bu şekilde ispat imkanının tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ispat yükünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama uyarınca davalının başkaca belge sunmadığı ve davacıya yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalının kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalı icra takibinde haksız ise de takipte kötü niyetli olduğuna dair dosya içerisinde yeterli delil bulunmadığından taraflar arasında ticari ilişkinin de bulunması nedeniyle kötüniyet tazminatının reddi gerekirken kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirse de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının üçüncü bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davalının icra takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat isteminin reddine” cümlesinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu haliyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan “Davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilen asıl alacağın % 40’ı oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin çıkarılarak yerine “Davalının icra takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat isteminin reddine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu hâli ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.