Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12756
Karar No: 2015/14000
Karar Tarihi: 02.12.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/12756 Esas 2015/14000 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/12756 E.  ,  2015/14000 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ... Mal Müdürlüğü, Çeltikçi ilçesi ve bağlı köylerinde 4071 sayılı Yasa kapsamında taşınmazların zilyetlerine satışının yapıldığını, bu kapsamda 118 ada 93 parsel sayılı taşınmazın da davalıya satıldığını, ancak taşınmaz bedeli tespit edilirken, sehven taban arazi vergi değeri yerine, kıraç arazi vergi değeri üzerinden tespit edildiğini, idarece satışı yapılan taşınmazın vasfında hataya düşüldüğünü, taşınmazın gerçekte kıraç arazi değil, taban arazisi olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile idare adına tescili isteği ile eldeki davayı açmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazın değerinin yetkili kamu personeli tarafından belirlenmiş olup değerin belirlenmesinde müdahalesi ve yetkisi bulunmadığını, taşınmazın kadimden beri kıraç arazi olup taban arazisi olduğu iddiasının bilimsellikten yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 118 ada 93 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın dava dışı başka parsellerle birlikte tamamı Hazine adına kayıtlı iken 4706 sayılı Yasa gereğince 28.02.2012 tarihinde davalıya satıldığı, hatanın ... Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğünün ... Kaymakamlığına gönderdiği 03.09.2012 tarihli İnceleme Raporu ve Ekleri ile öğrendiğini ileri süren idarenin öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde "taşınmazın vasfında hata yapıldığı, vasfına uygun şekilde bedel tespiti raporları alındığı, aradaki farkın ÜFE oranında artırılarak rızaen ödenmesi, olmazsa yasal yollara başvurulacağını" ihtaren bildiren yazısının 24.01.2013 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, eldeki davanın da 18.11.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, idarece davalıya gönderilen ihtarname ile taşınmazın vasfında hata yapıldığı, aradaki farkın ödenmesi, aksi halde dava açılacağı öğrenme tarihi olan 03.09.2012 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davalıya bildirildiğine göre, bu durumda artık hak düşürücü süre işlemez. Davacı idare ihtarnamenin tebliğinden sonra dilediği zaman dava açabilecektir.
Öte yandan; sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) tıpkı 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) gibi esaslı hatanın (yanılmanın) tanımı yapılmamış, 31 ve 32. maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur.
Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK"nin 35. (BK"nin 25.) ve TMK"nin 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın.
Sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK"nin 35. (BK"nin 26.) maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesi gerekir.
Diğer taraftan, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığı her türlü delille ispat edilebilir.
Hal böyle olunca; davanın süresinde açıldığı gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi