8. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/14026 Karar No: 2014/7648 Karar Tarihi: 18.04.2014
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/14026 Esas 2014/7648 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2013/14026 E. , 2014/7648 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/04/2013 NUMARASI : 2011/882-2013/396
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Takip borçlusu İcra Mahkemesine başvurusunda meskeniyet şikayetinde bulunmuş, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; borçlunun alabileceği haline münasip evin değerinin 400.000 TL olduğu gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulüne, Şişli-Dikilitaş Mahallesi, Büyükdere Caddesinde kain 2 ada parselde kayıtlı 17/B sayılı taşınmazın 400.000 TL"den az olmamak kaydıyla satılmasına, satış bedelinden 400.000 TL"nin borçluya bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK"nun 82/12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belirlendikten sonra, aynı maddede ancak, evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır hükmüne yer verilmiştir Bir meskenin borçlunun haline uygun olup, olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Takip hukukunda asıl olan icraya başvuran alacaklının alacağına kavuşturulmasıdır. İcra Mahkemesi talep aşamasında alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmekle yükümlü ise de somut olayda dosya kapsamına göre, alacaklı ve borçlunun boşandıkları, borçlunun aynı çatı altında bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 24.09.2012 tarihli bilirkişi raporunda; meskeniyet iddiasına konu taşınmazın 23.08.2011 tarihi itibariyle 700.000,00 TL, keşif tarihi olan 18.09.2012 tarihi itibariyle 780.000,00 TL olduğu; dosya kapsamına göre tek başına yaşayan borçlunun sosyal mevkii de gözönünde bulundurularak uygun semtlerde haline münasip bir evi 400.000,00 TL bedelle alabileceği bildirilmiştir. Borçlunun, geçmişi, görev ve sıfatı da zaruri barınma ihtiyacını karşılayan bir ev dışında daha görkemli bir evde oturmasını gerektirmez. Borçlunun aynı çatı altında bakmakla yükümlü olduğu kimsenin de bulunmadığı gözönüne alınarak, borçlunun haline uygun daha mutevazi semtlerde ve yukardaki ölçüler dikkate alınarak alabileceği daire değeri belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, alacaklının menfaatlerini zedeler şekilde belirlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Alacaklı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle; Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.