19. Ceza Dairesi 2017/2398 E. , 2018/1757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet, Tazminat İsteminin Kabulü
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre,
1-Sanık müdafiinin gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik yaptığı temyiz itirazının incelemesinde,
Sanık müdafiinin, 05.10.2015 tarihinde tebliğ edilen kararı, CMUK"nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 01.12.2016 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
2-Şikayetçi vekilinin gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik yaptığı temyiz itirazının incelemesinde,
İcra takip dosyasında davalı üçüncü şahsa gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin 05/02/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, yasal 7 günlük sürenin geçmesinden sonra 18/03/2013 tarihinde itiraz edildiğinin anlaşılması karşısında, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 338/1. maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
3-Tazminata ilişkin olarak şikayetçi ve davalı vekilinin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde,
İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında, İİK"nın 89/4. maddesi hükmünde öngörülen tazminat, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanından kaynaklanan ve haksız fiile dayalı bir istektir. (Baki Kuru İcra İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, S.421 v.d) Hal böyle olunca, süresinden sonra verilen itiraz yazısının gerçeğe aykırı beyan olarak değerlendirilemeyecek olması karşısında haksız fiilden de söz edilemeyecek olması nedeniyle tazminat davasının reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçi vekili ve sanık müdafiinin (davalı vekilinin) temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.