Esas No: 2020/1019
Karar No: 2020/754
Karar Tarihi: 16.07.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1019 Esas 2020/754 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1019
KARAR NO : 2020/754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2020
NUMARASI : 2017/498 Esas
DAVA: Tazminat
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında 14/02/2020 tarihli ara kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemizce gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... A.Ş.'nin 04/09/2014 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında şirket ortağı olan ...'in üç yıllığına şirketin yönetim kurulu başkanı seçildiğini ve Ticaret Sicil Gazetesi'nin 25/09/2014 tarih 8661 sayısında yayınlanan yönetim kurulu kararlarına göre "Şirket adına her türlü banka muamelelerinin yapılması, çek defterlerinin alınması, çek keşide ve ciro edilmesi" yönünde yönetim kurulu üyelerinden ikisinin müşterek imzası ile şirketi ilzama yetkili kılındığını, şirketin yönetim kurulunun ..., ... ve müvekkili ...'dan oluştuğunu, 27/05/2016 tarihinde ... Şişli Şubesinden verilme ... çek numaralı 2.300.000,00-TL bedelli 06/06/2016 keşide tarihli, ... çek numaralı 2.200.000,00-TL bedelli 07/06/2016 keşide tarihli ve ... çek numaralı 1.400.000,00-TL bedelli 08/06/2016 keşide tarihli çeklerin keşide edilerek şirket adına borç alındığını, davalının üç adet çeki şahsen ciro ederek kendi nam ve hesabına aldığını ve akabinde bankadan tahsilini sağladığını, ilgili parayı vergi ve SGK borçlarının ödenmesi için kullanmadığını, şirketin zarara uğradığını, ... San. Ve Tic. A.Ş.'nin .... A.Ş. hakkında İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası üzerinden 5.900.000,00-TL bedelli icra takibi başlattığını, icra takibine itirazın ardından İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/918 esası ile itirazın iptali davası açıldığını, bu davanın İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/840 esas sayılı dosyası ile birleştiğini ve yargılamanın devam ettiğinden bahisle zararın tazmininin temini için davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 14/06/2017 tarihli ara karar ile; davanın konusu ve niteliği gereği sorumluluk ve alacak miktarının ancak yapılacak yargılama sırasında, tarafların delillerinin toplanmasıyla belirlenebileceğinden, talep yargılamayı gerektirdiğinden bu aşamada tedbir talebinin reddine karar vermiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 30.09.2016 tarihinde yapılan dava dışı şirket ...A.Ş'nin Genel Kurulunda ...'in ibrasına karar verilmiş iken aynı genel kurulda davacının ibra edilememesine karar verilmiştir. Huzurdaki davanın 30/05/2017 tarihinde açıldığını, ibra tarihinden itibaren 6 ay geçmiş olduğundan davacının davasının reddi gerektiğini, dava dışı ...A.Ş.'ye verildiği iddia edilen toplam 5.900.000 TL bedelli çeklerin ... A.Ş.'ye verilip verilmediği ile söz konusu çeklerin müvekkili tarafından bankadan tahsil edilerek zimmetine geçirip geçirmediği iddiası oluşturduğunu, davacı tarafın bu konu ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 2017/81136 hazırlık numaralı dosyası ile "güveni kötüye kullanma" iddiası ile bir şikâyette bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu dosyada şüpheli sıfatı ile ifade vermiş olup, ifadesinde söz konusu çeklerin ... A.Ş. tarafından ciro edilmediğini, çekler üzerinde bulunan imzaların kendisine ait olmadığını, çeklerin de kendisi tarafından lehtar bankadan tahsil edilmediğini, söz konusu soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, 30.09.2016 tarihinde gerçekleşen genel kurulda davacı yanın şirketi zarara uğrattığından ibra edilmemesine karar verildiğini, ayrıca davacı aleyhine şikâyet başvurusunda bulunduğunu, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin Esas (2016/840) sayılı dava dosyasında yer alan uyuşmazlığın konusunu da bu davada yer alan çekler oluştuğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Davacı vekili 17/05/2018 tarihli dilekçesi ile tedbire yönelik talebinde; İstanbul C.Başsavcılığının 2017/81136 Soruşturma sayılı dosyasında dava dilekçesinde bahsi geçen 3 adet çek yönünden imza incelemesi yapıldığını, alınan bilirkişi raporunda çeklerin arkasında ki imzaların davalıya ait olduğunun belirtildiğini, 2017/81136 soruşturma sayılı dosyada 2018/6007-4299 Esas - İddianame nolu iddianame ile davalı ...' in hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılması talebi ile kamu davası açıldığını, davanın İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/135 Esas Sırasına kayıt edildiğini belirterek şirket zararın tahsilinin imkansız hale gelme ihtimali yüksek olduğundan, davalının adına kayıtlı taşınmaz malları ile diğer menkul mallarına ve 3. Şahıslarda ki hak ve alacaklarına dava konusu 5.900.000,00 TL zarar bedeli için teminatsız olarak HMK 389/1 md'si uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 28/05/2018 tarihli ara kararında; "...dava, TTK 'nun 555 md.'sine dayalı tazminat davasıdır. Davacının ve davalının dava dışı ... A.Ş.'nin ortağı oldukları sabittir. Mahkememizce İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/135 Esas sayılı dosyası getirtilmiş incelenmesine; İstanbul C.Başsavcılığının 2017/81136 soruşturma sayılı 2018/4299 iddianame sayılı iddianamesi ile şüpheli ... ve Müşteki ...' ın ... A. Ş. isimli şirkette yönetim kurulu başkanı ve üyesi oldukları, şirket ihtiyaçları için kullanılmak üzere Kuzey Anadolu isimli şirketten 5.900.000,00 TL borç karşılığı 3 adet çek aldıkları, şüpheli ...' in 06/06/2016 tarihinde çekleri kendi nam ve hesabına tahsil ettiği iddiası ile atılı hizmet nedeniyle güveni kötü kullanma suçundan TCK 155/2, 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebi ile dava açılmış olduğu, tensip ara karar gereği duruşmanın 29/05/2018 tarihine bırakılmış olduğu, soruşturma aşamasında alınan 12/12/2017 tarihli Grafolog bilirkişi raporunda, bahsi geçen 3 adet çekteki ikinci ciranta hanelerinde yazılı '...' ibareli isim yazıları ile altlarında atılı imzaların davalı ...' in eli ürünü olduğunun kanaat ve sonucuna varıldığının belirtilmiş olduğu görülmüştür. Mevcut delil durumuna göre, İİK 257 vd. md'leri uyarınca davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmiştir.Davalı vekili 20/11/2019 tarihli dilekçesinde ve 28/11/2019 tarihli oturumdaki beyanında iş bu dava yönünden bekletici mesele olarak kabul edilen İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/135-749 E. K. Sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi'nin 2019/213-1313 E. K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiğini bozma ilamı doğrultusunda anılan dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmek üzere esasının kapatıldığını bu nedenle ortada herhangi bir soruşturma olmaması sebebiyle mahkememizin bekletici mesele oluşturmasına ilişkin yasal temelin ortadan kalktığını belirterek mahkememizin 28/05/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi 14/02/2020 tarihli ara kararla ''...BAM bozma ilamının usule ilişkin olması hali nazara alınmak suretiyle davalı vekilinin mahkememizin 28/05/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin mevcut delil durumuna göre reddine karar verilmesi gerektiği... '' gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde:İlk derece mahkemesinin, bekletici mesele yaptığı İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/135 Esas sayılı dosyasının istinaf mahkemesince bozulmasının ihtiyati haciz kararının kaldırılması için bir neden olarak görmediğini, çünkü, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma ilamının usule ilişkin olmasının taleplerinin reddine sebep olduğunu, Yapılan kanun değişikliği ile bahsi geçen ceza davasının ortadan kalktığını, başka bir ifade ile iddia edilen suçun uzlaşma kapsamına alındığını, bu suçun uzlaşma kapsamına alınması sebebiyle, ceza usul hukuku anlamında devam eden bir yargılama olmadığını, iş bu istinafa konu 14/02/2020 tarihli ara kararın verildiği anda ceza dosyasının uzlaşma bürosunda olması sebebiyle, ortada yürütülen bir ceza davası bulunmadığını, İlk derece mahkemesinin, BAM'ın vermiş olduğu kararı anlaşılmaz bir şekilde bozma olarak nitelendirmiş ise de aslında suçun vasfı ve takip ettiği usul değiştiğinden, şuan için suça yönelik bir kovuşturma mevcut olmadığını, halbuki, ilk derece mahkemesinin anladığı şekli ile bir bozma olsa idi, bu takdirde halen ilk derece ceza mahkemesinde yargılaması devam eden bir dava olacağını, fakat, BAM'ın vermiş olduğu bozma kararının, kovuşturmanın tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik olup, işbu istinafa konu ara kararın verildiği anda yargılaması devam eden bir ceza davası da mevcut olmadığını, bu nedenle, ilk derece mahkemesinin "olmayan bir davayı beklemesi" gibi usul hukuku açısından kabul edilemez bir aykırılık ortaya çıktığını, bu gerekçeyle ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/498 Esas sayılı dosyasından verilen "ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine" dair verilen 14/02/2020 tarihli hukuka aykırı ara kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK 553-555 maddeleri uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası içinde verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddi kararına ilişkindir.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosyanın incelenmesinde, Davacı, davalı şirket yöneticisinin, şirkete verilen toplam 5.900.000 TL tutarlı üç adet çeki tahsil edip şirkete vermeksizin şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla, iş bu tutarın davalıdan tahsili ile şirkete verilmesini talep etmiştir. Dava içinde davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalı aleyhine 28.05.2018 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Davalının itirazı üzerine mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2018/2301 E 2019/261 K sayılı 21/01/2019 tarihli kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Bu kez davalı vekilince ihtiyati haciz kararı verilmesine dayanak gösterildiği ileri sürülen ve bekletici mesele sayılan İstanbul 24 Asliye Ceza Mahkemesi nin 2018/135 Esas 2018/749 Karar sayılı dosyasından müvekkilinin mahkumiyetine yönelik verilen kararın İstanbul BAM 21 Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu, bozma karına göre soruşturma aşaması dahi ortadan kaldırılarak dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderileceğini, bu durum dikkate alınarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece 14/02/2020 tarihli ara karar ile talebin reddine karar verilmiş, iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.HMK'nın 341/1. maddesinde istinafa tabi kararlar açıkça sayılmıştır. İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yine, İİK'nın 258/son maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebinin reddi kararlarına; 265/son maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yolu açılmıştır.Somut olayda istinafa konu edilen 14.02.2020 tarihli ara karara karşı istinaf kanun yolu açık değildir. Bu nedenle istinaf başvurusunun HMK 352 maddesi uyarınca usulden reddine dair aşağıda karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Yukarıda yapılan hukuki açıklamalar ışığında, caiz olmadığı tespit edilen istinaf başvurusunun HMK 352 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talep halinde iadesine, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi 16/07/2020
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.