14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/2177 Karar No: 2010/2422 Karar Tarihi: 08.03.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/2177 Esas 2010/2422 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/2177 E. , 2010/2422 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davaya konu 4, 37, 4406, 6801, 7408, 7174, 3774 parsel sayılı taşınmazlar kaydında murisinin “...” olarak yazılı olan kimlik bilgilerinin “...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı idare vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, karar verilmiş, hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir. Dava Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarından mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Eldeki davada, mahkemece nüfus müdürlüğünden kayıt maliki “...” yerine davacı murisi “...”’ın araştırılmış olması doğru değildir. Mülkiyet nakline sebep olunmaması için mahkemece nüfus müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalı, açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra neticesine göre bir karar vermek gerektiği halde mülkiyet nakli oluştuğu kuşkusu yaratacak şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.