Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1732
Karar No: 2020/14045
Karar Tarihi: 23.06.2020

Hakaret - iftira - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/1732 Esas 2020/14045 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2020/1732 E.  ,  2020/14045 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hakaret, iftira
    HÜKÜMLER : Beraat

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Sanık ... hakkında iftira ve hakaret suçlarından, sanıklar ... ve ... hakkında iftira suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
    Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılanlar vekillerinin, suçların sabit olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    2-Sanıklar ... ve ... hakkında hakaret suçundan, sanık ... hakkında iftira ve hakaret suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
    a-)Hakaret suçu yönünden;
    5237 sayılı TCK"nın 125. maddesinde hükme bağlanan hakaret suçunun oluşabilmesi için bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref veya saygınlığına saldırmak gerekmektedir.
    Hakaret suçunun konusu kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır. Tehlike suçu olarak kabul edilen hakaret suçunun işlenmesi ile suçun konusu "tehlike"ye maruz bırakılır ve bu suretle korunan hukuksal değer de ihlal edilmiş olur. Bu nedenle fiil veya olgunun suçtan zarar görenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması yeterlidir; yoksa gerçekten onun bu manevi değerlerini rencide etmiş olması gerekmez. Anayasa"nın 25, 26, AİHS"nin 10. ve BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 19. maddeleri düşünce, kanaat ve inanç hürriyeti ile eleştiri ve yorum hakkı kapsamında kalan söz veya yazıların suç oluşturmayacağı teminat altına alınmış ise de düşünce kavramı içerisinde kabul edilemeyecek beyanlar, eleştiri hakkı dışında kalacağı için hakaret teşkil eden düşünce açıklama ve eleştirilerin bu teminattan yararlanma imkanı bulunmamaktadır.
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde gazetecilere tanınan özgürlük, gazetecilik etik ve ilkelerine uygun olarak topluma doğru ve güvenilir bilgi sağlamak için iyi niyetle hareket etme şartına bağlıdır. Basının üçüncü kişiler hakkında ileri sürdüğü, şeref ve itibarlarını zedeleyici nitelikteki olgusal isnatların doğruluğunu araştırma yükümlülüğü vardır. Bundan istisna tutulması için özel durumlar gerekir. Bu özel durumların varlığı her somut olayda, kişisel itibarı zedelediği iddia edilen ifadelerin ağırlığı ve niteliğine göre değerlendirilebileceği gibi kullanılan kişisel dil de göz önüne alınmalıdır.
    İfadelerin suç isnadı içermesi nedeniyle yarışan değerler arasında dengeleme yapılırken masumiyet karinesinin de dikkate alınması gerekir. İfade özgürlüğü hedef alınan kişiye hakkındaki suçlamalara karşı çıkma olanağı tanınmaksızın sorumsuz bir biçimde suç isnadı içeren haberler yapabilme yetkisi değildir.
    Basının bu ayrıcalık taşıyan konumu ve özgürlüğü, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Bundan dolayıdır ki, yayımlarında kişilik haklarına saygı göstermesi ve gerek Anayasa’nın Temel Haklar ve Ödevler bölümünde yer alan ve gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 24. ve 25. maddelerinde ve yine özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması yasal bir zorunluluk ve hukuki gerekliliktir.
    Tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde;
    Aydınlık gazetesi ve bu gazeteye ait www.aydinlikgazete.com sitesinin birinci sayfalarında;
    - 16.01.2013 tarihli nüshada "Bavulu Pala"dan Aldık CD"leri Ankara"da Ürettik",
    - 17.01.2013 tarihli "Silahları Gömün Talimatı İhsan Arslan"dan",
    - 18.01.2013 tarihli nüshada "Öcalan 66 İsim Verdi",
    - 19.01.2013 tarihli nüshada "Akyürek bana polis kimliği verdi", ve
    - 20.01.2013 tarihli nüshada "Sen Bizim Yeşil"imiz Olacaksın"
    başlıklı haberlere yer verildiği, aynı haberlerin internet sitesinde yer aldığı, haberin alt başlıklarında katılanlarla ilgili olarak Balyoz davasına neden olan belgelerin ve CD"lerin bir çuval içinde, Amerikalı bir senatör ile eski denizci olan ... tarafından... otelde ...’a teslim edildiği, çuval içindeki belgeleri bizzat kendi aracı ile ..."ya götürdüğü,..."deki bir binanın beşinci katında sahte belgeler oluşturulduğu, sahte deliller üretildiği, Ergenekon davasına konu, yeraltından çıkartılan silahların katılanın talimatı ile Türkiye"nin 81 ilinde gömüldüğü, krokilerin katılanın ofisinde üretildiği, sahte olduğu, müştekinin yanında hakim, savcı, doktor, polis vb. bin kişi çalıştığı, ... ile görüşmek üzere hükümeti temsilen sık sık İmralı"ya gittiği,..."ın sağ kolu gibi olduğu, ..."ın müştekiye 66 kişilik bir isim listesi verdiği ve tutuklanmalarını istediği, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi demeyip, "Kürdistan" dediği, "elbette birgün Kürdistan kurulacaktır" diyerek faili meçhul cinayete maruz kalan kişilerin evlerini ziyaret edip yakınlarını bir işe yerleştirdiği, T. Özal"ın vurulması için sanık ..."a talimat verdiği, AKP"nin yeşili olmasını teklif ettiği” şeklinde ifadelerin kullanıldığı anlaşılmaktadır.
    Dava konusu haberlerle ilgili olarak; suç tarihinden önce sanık ...’un 11.05.2010 tarihli dilekçesinde aynı iddialarda bulunması nedeniyle katılanlar hakkında soruşturma başlatıldığı ve Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararlar verildiği, katılan ... hakkında... gazetesinin 04.01.2012 tarihli nüshasında benzer haberler yapıldığı, bu tarihte birinci sayfada gazete isminin üzerinde "Baransu"nun Bavulcusu Pala Çıktı" manşetiyle başlamış, ikinci sayfada "Çok satar ile çok beter" başlığı ile devam etmiş, onuncu sayfada ise ..."ün Atadığı İsimlerden Biri Atatürk Düşmanı, Diğeri Casus" "Bavul içindeki askeri belgeleri ... sızdırdı" başlıkları ile haber yapılmış, taraflar arasında İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/144 Esas, 2013/58 Karar sayılı dosyası ile tazminat davasına konu edilmiştir.
    Bu durumda sanıkların katılanlar hakkındaki eski iddiaları bildikleri ve bu nedenle aralarında davalar görüldüğü halde, katılanlar hakkında yeni bir delil ortaya konulmadan, sadece sanık ...’un soyut beyanları nedeniyle yeniden haber yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Dava konusu haberin başlığında ve içeriğinde kullanılan ifadelerden katılanların “bir suç örgütü oluşumunun içerisinde oldukları, yasadışı faaliyetlerde bulundukları, sahte delil ürettikleri, yabancı ülke yetkililerinden belge ve bilgi almak suretiyle ülke güvenliğini tehlikeye atacak iş ve eylem içerisinde oldukları, suç uydurdukları” ileri sürülmektedir.
    Her ne kadar basın özgürlüğü kapsamında haberde kullanılan başlık çarpıcı ve provake edici olabilir ise de, basının haberin başlığını hazırlarken yukarıdaki belirtilen ilkelerden ayrılmaması, başlık ile haberin içeriği arasında düşünsel irtibat bulunması, suç isnadı içermemesi, öz ve biçim arasındaki dengenin bozulmaması zorunludur.
    Somut olayda, dava konusu haberin başlığında, gerekli, yararlı ve içerikle bağlantılı olmadığı hâlde kullanılan bu ifadeler ile, katılanlara “ağır hapis cezalarını gerektiren” birden fazla suç isnat edilmiş, haberin içeriğine uygun düşmeyen bir üslup kullanılmış, böylece öz ile biçim arasındaki denge bozulmuş olmakla hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiştir.Nitekim T.C. Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuru yoluyla önüne gelen davada verdiği,... Başvurusu (2), B. No: 2014/3494, 27.02.2019 tarihli kararında, basın kuruluşlarının ödev ve sorumlulukları ile uymaları gereken sınırlara aykırı şekilde, haber verme görevi esnasında kötü niyetli olarak gerçeklerin çarpıtılabildiğini, gerçeğe uygun bir beyana kamuoyunun gözünde yanlış bir imaj uyandırabilecek vurgular, değer yargıları, varsayımlar hatta imaların eşlik edebildiğini, basında yer alan söylemlerde isimleri zikredilen kişilerin ciddi şekilde itham edilebildiklerini belirterek, bu kapsamda başvurucunun darbe planının lideri ve baş sorumlusu olarak gösterilmesi ve başvurucu hakkında isnat edilen olguların ceza mevzuatına göre yaptırım olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülen çok ciddi bir suçun işlendiğine ilişkin olması nedeniyle şeref ve itibar hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
    Bu nedenle dava konusu haberin basın özgürlüğü kapsamında kalmadığı, özellikle başlıkta ve içerikte kullanılan ifadelerin çağrıştırdığı anlam itibariyle devlet ve şahıslara karşı işlenen ağır suçların isnadına ilişkin olduğu, katılanların kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı kabul edilmelidir.
    Anayasa ve AİHM’nin içtihatlarında sınırları çizilen kaba ve sert eleştiri sınırını aşacak şekilde katılanların onur, şeref ve saygınlıklarını rencide ederek “kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz Davası olarak bilinen davaları hazırladıkları, planladıkları, delillerini ürettikleri, yüzlerce kişinin mağduriyetine neden olacak şekilde hukuka aykırı davranışlarda bulundukları” yönündeki isnatları nedeniyle röportajı veren sanık ...’un, bu haberin daha önce tekzip edilmesine, mağdurlar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesine rağmen haberi yeni bir vakıa gibi sunan gazetenin sorumlu müdürü sanık ... ve sorumlu müdürün bağlı olduğu genel yayın yönetmeni sanık ...’un, katılanların suç uydurdukları, suç örgütü kurdukları ve sahte delil ürettikleri intibaı verilerek ağır hapis cezalarını gerektirir suç isnadıyla, toplumdaki itibarlarını sarsacak ve kişilik haklarını ihlal edecek şekilde haber yapmak suretiyle atılı hakaret suçunu işledikleri anlaşıldığından, sanıkların mahkumiyetleri yerine, yazılı şekilde beraatlarına karar verilmesi,
    b-)İftira suçu yönünden;
    İftira suçunu oluşturabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği;
    Sanık ...’un işlemediklerini bildiği halde, katılanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamak için hukuka aykırı bir fiil isnadında bulunduğu, somut olgulara dayanmayan soyut beyanlarıyla katılanları örgüt kurmak, yönetmek, sahte delil üretmek, suç uydurmak, adam öldürmeye azmettirmek suçlarını işledikleri yönünde itham dolu dilekçeleri ve röportajı nedeniyle, katılanlar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “suç uydurma, sahte delil üretme, iftira ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçlarından başlatılan soruşturmada katılanlar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla, sanık ...’un iftira suçundan mahkumiyeti yerine beraatına hükmedilmesi,
    Yasaya aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi