11. Hukuk Dairesi 2014/17330 E. , 2015/2485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/05/2014 tarih ve 2012/238-2014/117 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava Ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 16. sınıfta yer alan mallar için 29.04.2010 tarih ve 2010/28284 sayılı “...” ibareli marka başvurusuna davalı şahıs tarafından “...”, “...”, “...” ve “... ...” markalarını gerekçe gösterilerek itiraz edildiğini, .... Dairesi tarafından itirazın kabul edildiğini ve başvurunun reddedildiğini, bu karara müvekkili tarafından yapılan itirazın ... tarafından reddedildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, markaların 556 sayılı KHK’nın 8/a maddesi anlamında aynı olmaması sebebiyle bu maddenin somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığını, markalar arasında 8/1-b bendi anlamında iltibas tehlikesi de bulunmadığını, karşılaştırılan markaların birbirlerinden farklı olduklarını, müvekkilinin "...+..." markasının farklı bir tasarımla yaratıldığını, özgün bir marka olduğunu, "..." ibaresinin genel nitelikli ve ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, markaların bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, tüketicilerin bu markaları karıştırmayacaklarını, müvekkilinin 2007 yılından beri "..." ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığını, bu markanın aynı zamanda müvekkili tarafından marka olarak kullanıldığını, "..." ibaresi üzerinde müvekkilinin hak sahibi olduğunu, ... nezdinde tescilli "..." ibareli çok sayıda marka bulunduğunu ileri sürerek, ... ....’nun 24.08.2012 tarih ve 2012-M-2559 sayılı kararının iptaline ve ... marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve davalı ... vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının 2010/28284 sayılı “...” markası ile davalının ... şekil ve ... ibareli markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer oldukları, aynı ve/veya benzer türden mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde markaların
halk tarafından karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, bu anlamda, davacı markasının emtia listesinde yer alan 16. sınıfın, davalının 173721, 180549 ve 2006 24954 sayılı markalarının emtia listeleri ile “aynı/aynı tür” olduğu, bu durumda 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma riskinin bulunduğu ve verilen ... kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.