3. Ceza Dairesi 2020/1759 E. , 2020/3975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Dairemizin 13.11.2019 tarihli ve 2019/13311 Esas - 2019/20626 Karar sayılı ilamı ile sanıkların mağdur ...’ya karşı kasten yaralama eylemleri nedeniyle verilen düzeltilerek onama kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 07.02.2020 tarihli ve KD - 2020/12193 sayılı itiraznamesi ile; “Sanık ... ile tanık sıfatıyla beyanı alınan, sanık ..."in kardeşi, mağdur ..."nın ise eşi olan ..."nın, babası Mustafa ..."nın vefatı üzerine, kendisinden kalan arsayla ilgili olarak mağdur ..."yle, sanık ... arasında anlaşmazlık meydana geldiği, suç tarihinde de bu konuyu görüşmek üzere sanık ... ile tanık ..."nin Yalvaç ilçe merkezindeki ... Çarşıda buluştukları, mağdur ..."nın da yanlarına geldiği, konuyu görüştükleri sırada tartışmaya başladıkları, gerginliğin artması üzerine mağdur ..."nın, o esnada olay yerine gelen sanık ..."la da tartışmaya başladığı, ardından tanık ..."nin araya girmek istemesine rağmen mağdur ..."nin ..."yi iterek aradan çıkarıp sanık ..."e tokat attığı, bunun üzerine gerçekleşen eylemin hiddetinin etkisiyle katılan sanık ... ile sanık ..."in mağdur ..."ye önce yumrukla vurdukları, darbeler üzerine mağdur ..."nin yere düştüğü buna rağmen katılan sanık ... ve sanık ..."in yerde de tekme ile mağdur ..."ye vurmaya devam ettikleri, vücudunun değişik yerlerine ve kafasına birden çok kez vurdukları, çevredekilerin de araya girmesiyle eylemin bu şekilde son bulduğu, eylem sonucunda mağdur ..."nin subaraknoid kanama ve nazal ve septal kemik kırıkları nedeniyle hayati tehlike geçirecek ve kemik kırıkları hayat fonksiyonlarını 3. (orta) derecede etkileyecek şekilde yaralandığı, sanıkların eylemlerinin TCK"nin 37.maddesi delaletiyle TCK"nin 86/1, 87/1-d maddelerine temas ettiği sabittir.
Yerel Mahkeme sanıklar hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası içeren TCK"nin 86/1 maddesine göre temel cezayı 2 yıl 4 ay hapis cezası olarak belirlemiştir. Bu belirlemeyi de TCK"nin 61. maddesi gereğince; suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın ağırlığı, sanıkların kastına dayalı kusurunun ağırlı, amaç ve saikleri dikkate alınarak yaptığını gerekçesinde belirtmiştir.
Sanıklardan ... olay tarihinde 60 yaşlarında ve emekli, daha öncesinde hükümlülük kaydı bulunmayan bir kişidir. Sanık ... ise öğretmen olup olay tarihinde otuz yaşı içindedir. Sanık ..."in oğludur. Sanık ..."ın da öncesinde hükümlülük kaydı bulunmamaktadır.
Tanık ..."ya sanık ..."le birlikte babasından kalan miras ile ilgili olarak esasen tanık ..."yi ilgilendiren bir konuda mağdur ..."nin sanıklarla tartışması ve haksız tahriki ile çıkan olayda, suçun işleniş şeklinde emsallerine göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayinini gerektiren bir husus olmadığı, aniden ve tahrik altında gelişen olayda sanıkların kastının yoğunluğundan, dolayısı ile kasta bağlı kusurun ağırlığından bahsedilmesinin olanaklı olmadığı, ancak mağdurda hem hayati tehlikeye neden olan bir durumun oluşması, hem de kemik kırığının oluşmuş olması karşısında meydana gelen zararın ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan bir miktar uzaklaşılarak tayininin de mecburi olduğu kabul edilerek yapılan değerlendirmede, temel cezanın alt sınırdan eylemle orantılı bir miktarda uzaklaşılarak TCK"nin 86/1. maddesinde yazılı olduğu üzere 1 ile 3 yıl arasında makul bir süre olarak belirlenmesi gerekirken TCK"nın 61 ve 3. maddelerine aykırı olarak 2 yıl 4 ay hapis cezası olarak fazla belirlendiği kanaatine varılmıştır.
Haksız tahrik hükmünün uygulanması yönünden yapılan inceleme sonucunda ise; olayın taraflar arasında çıkan tartışmanın büyümemesi için araya giren, sanık ..."in kardeşi, ..."ın halası, mağdurun ise eşi olan tanık ..."yi iten mağdurun sanık ..."e tokat atması ile olayın başladığı anlaşılmaktadır. Haksız tahrikten bahsedilebilmesi için, haksız tahriki oluşturan bir fiilin bulunması, bu fiilin haksız olması, haksız fiilin mağdurdan kaynaklanması, bu haksız hareketin failde hiddet ve şiddetli eleme yol açması, suç teşkil eden eylemle haksız fiil arasında bir illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Somut olayda Mağdurun tanık ..."yi itmesi ve akabinde de sanık ..."e tokat atması karşısında, bir birini takip eden bu hareketlerin her iki sanıkta hiddet ve şiddetli eleme neden olacak nitelikte olduğu ve haksız fiil niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 29/03/2011 tarihli ve 2011/1-33 Esas, 2011/20 Karar sayılı kararına göre; Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamalarında benimsenen genel ilke gereğince, haksız tahrik nedeniyle yapılacak indirim oranı belirlenirken haksız hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği,
zamanı, yöresel koşullar ve tahrik eden ile edilenin durumları nazara alınmak suretiyle olaysal olarak değerlendirilmeli, eğer haksız hareket bu özellikleri itibariyle yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa, ancak bu takdirde haksız tahrikin “ağır ve şiddetli” olduğu kabul edilmelidir.
Mağdurun kendinin eşi, sanık ..."in kardeşi olan ..."yi itmek, kayın biraderi olan ..."i tokatlamak şeklinde gerçekleşen haksız hareketlerinin, kendisine ve kardeşine yönelik eylemler nedeniyle sanık ... ve hem halasına hem de babasına yönelik bu eylemlere tanık olan sanık ... üzerindeki etkilerinin, haksız hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yöresel koşullar ve tahrik eden ile edilenin durumları nazara alınarak TCK"nin 29. maddesinde belirlenen indirim oranlarına göre alt sınır olan 1/4 oranından daha fazla indirim yapılmasını gerektirir düzeyde olduğu, bu nedenle TCK"nin 29. maddesi gereğince (1/4) ve (3/4) oranları arasında makul bir indirim yerine (1/4) oranında indirim yapılarak fazla ceza tayin edildiği kanaatine varılmıştır.” gerekçeleriyle hükümlerin bozulması için dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizin 13.11.2019 tarihli ve 2019/13311 Esas - 2019/20626 Karar Karar sayılı düzeltilerek onama kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE; itiraz ile ilgili bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.