Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1587 Esas 2010/2409 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1587
Karar No: 2010/2409
Karar Tarihi: 08.03.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1587 Esas 2010/2409 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/1587 E.  ,  2010/2409 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.07.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı kendisine ait 229 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile aynı ada 3, 4, 6 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin kullandığı yolun kadastro tespiti sırasında davalıya ait 229 ada 7 parsel sayılı taşınmazın içerisinde tescil edildiğini belirterek davaya konu kısmın davalı tapusundan iptal edilerek yol vasfı ile köy tüzelkişiliği adına tescilini istemiştir.
    Davalı ... davanın reddini savunmuş, davalı ... davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı temyiz etmiştir.
    Davacıya ait 229 ada 5 parsel sayılı ve davalıya ait 229 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar 2007 yılında yapılan kadastro tespiti ile zilyetlik hükümleri uyarınca taraflar adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Dosyada mevcut 02.12.2009 tarihli fen bilirkişisi ...’nın düzenlediği rapora göre 5 parsel sayılı taşınmazın yol cephesi bulunmamaktadır. Keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler ile tanıklar İsmet Oruç ve Mehmet Gültekin, yukarıda belirtilen fen bilirikşisi raporunun eki krokisinde kırmızı renkle ve “A” harfi ile gösterilen yerin 40-50 yıldan beri 3, 4, 5, ve 6 parsel malikleri tarafından yol olarak kullanıldığını beyan etmişlerdir. Yollar zilyetlik ile kazanılması mümkün olan yerlerden olmadığından mahalli bilirkişi ve tanık anlatımları doğrultusunda “A” harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davalı tarafından zilyetliğinin kazanıldığı söylenemez. Davaya konu 40-50 yıldır yol olarak kullanıldığı saptanan bu bölümün yol olarak haritasında gösterilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.