2. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/25570 Karar No: 2014/328
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/25570 Esas 2014/328 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2013/25570 E. , 2014/328 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 18.09.2013 gün ve 16119-21194 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 219.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 52.40 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 14.01.2014 (Salı)
KARŞI OY YAZISI Aile konutu üzerinde lehine ipotek tesis edilen davalı banka tacirdir. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, ticaretiyle ilgili bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlüdür (TTK md. 20/2). Bu yükümlülüğü, alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın fiili ve hukuki durumunu bilmeyi de gerektirir. Davalı banka bu özeni göstermemiştir. Kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz (TMK md. 3/2). Vakıa ve karinelerden olayda iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötüniyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine de artık sebep kalmaz (14.09.1951 tarihli 17/1 sayılı İçt. Bir. Kar.) Bu bakımdan, davacıdan kendisinden beklenen özeni göstermeyen davalı bankanın kötüniyetli olduğunu ispat etmesi beklenemez. Bu olgulara dayanan yerel mahkemenin ipoteğin kaldırılmasına ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kanısındayım. Davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulü ile Dairemiz ilamının (1.) maddesindeki bozma sebebinin kaldırılmasına, bu yönden yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılamıyorum.