Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazı üzerine davalı E.. K.." ın diğer davalı bankadan alacağı kredininin teminatı olarak ipotek tesis edildiğini, kredi borcu ödenmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine, müvekkili aleyhindeki ipotekli takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili ile diğer davalı E.. K.. davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ipoteğin davalı E.. K.." ın diğer davalı bankadan kullandığı veya kullanacağı kredilerin teminatını teşkil ettiği, Erol" un kefalet borçlarının ipotek kapsamında bulunmadığı kredi borcunun ise tamamen ödendiği gerekçeleriyle davacının taşınmazı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminatın davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş davalı banka vekilince temyiz edilen hüküm kısa karar gerekçeli karar çelişkisi ile bozulmuş bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ipoteğin kaldırılmasına davacının borçlu olmadığının tespitine, % 40 icra inkar tazminatının davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının taşınmazı üzerine konulan ipoteğin davalı E.. K.. firmasının diğer davalı bankadan alacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere mi yoksa adı geçenin her türlü sözleşmeye kefaletinden vs." den doğan borçlarının da teminatını teşkil etmek üzere mi konulduğunun belirlenmesi yönünde toplanmaktadır. Dosyaya bir örneği sunulan 28.06.2006 tarihli resmi akit tablosunun ""Koşullar"" başlıklı bölümünün 1. maddesinde; ipoteğin E.. K.. firmasının kefaletinden kaynaklanan borçlarının da teminatını teşkil ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda E.. K.. firmasının kefalet borcunun bulunduğu da saptanmıştır. Bu durumda mahkemece ipoteğin kapsamı ve bilirkişi raporu gözetilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ipotek kapsamının değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.