Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5324 Esas 2016/9277 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5324
Karar No: 2016/9277

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5324 Esas 2016/9277 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/5324 E.  ,  2016/9277 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasında görülen dava sırasında hakim tarafından çekilme kararı verilmiştir.
    Çekilme kararını inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Taraflar arasında görülen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/373 Esas sayılı dosyasının, 17/02/2016 tarihli oturumda; tanığın dinlenmesi sırasında davacı vekilinin "mahkeme hakimi olarak tanıkları taraflı dinliyorsunuz. Tanıkları yönlendiriyorsunuz. Reddi hakim talep etmiyorum, uyuşmazlığı en iyi bilen sizsiniz, başka hakime gönderilmesini istemiyorum." şeklinde beyanda bulunduğu, davacı vekilinin tanığa, izin verilmeden soru sorması üzerine HMK.nın 79. maddesine göre davacı vekilinin uyarıldığı, sonrasında ise "Duruşmanın sağlıklı yapılamayacağının anlaşılması, davacı vekilinin duruşma düzenine riayet etmemesi ve mahkeme hakiminin bu aşamadan sonra sağlıklı bir karar veremeyeceği" gerekçesi ile hakim tarafından çekilme kararı verilmiştir.
    Çekilme talebini inceleyen merci tarafından, çekilme kararının kanuna uygun olduğuna ilişkin verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Duruşma hâkiminin davadan çekilmesi, HMK"nın 36. maddesi anlamında kendi kendini reddetmesi mânâsındadır. Çünkü, hâkimin çekilme kararı verebilmesi, ancak HMK"nın 36. maddesindeki hallerden birinin varlığı halinde mümkündür. Dava, dosyasındaki bilgi ve belgelerden, HMK"nın 36. maddesindeki anlamda ve hâkimin çekilmesini gerektirecek şekilde bir bulguya rastlanmadığı gibi, hâkimin kendi kendisini reddetmesine ilişkin kararını yerinde bulan mercii kararında da, hukukça korunabilecek bir neden veya delile dayanılmadığı görülmüştür.
    Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa 9.md.) Hâkimler görevlerinde bağımsızlardır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları kanunî çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hâkim, tarafların geçerli ve kanunî delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında başkalarına ve kendisine yabancı kalarak, hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, aksine hâkimlerin, yansız ve kanunlardan aldığı güçle adaleti sağlamaya çalıştığını davanın taraflarına inandırmalıdır. Belirtilen olgular ışığında davacı vekilinin, duruşma sırasında beyan ettiği ifadeler nedeni ile hâkimin davadan çekinmesi adaletin gecikmesine ve tabiî hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açacağı gibi çekilme sebebinin
    davanın tarafları ile hâkim arasında bulunması gerektiği, vekilin davanın tarafı olmadığı, yalnızca davada vekili bulunduğu tarafın yasal temsilcisi sıfatında olarak onun adına hareket ettiği, davanın tarafının kendisini başka bir vekil ile de temsil ettirebileceğinden, vekilden kaynaklı nedenler çekilme sebebi olarak kabul edilemez. Bu nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercinin hâkimin çekilmesi yönünden verdiği kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.