MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler vekili 28/03/2014 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinin murisi adına kayıtlı tapu kaydının kadastro sırasında eksik yüzölçümüyle revizyon gördüğünü, eksik bölümün 734 parsel sayısıyla Hazine adına tescil edildiğini belirterek, terditli olarak 734 sayılı parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde TMK’nın 1007. maddesi uyarınca şimdilik 1000,00.-TL tazminatın müvekkillerine ödenmesi istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, terditli olarak tapu iptal ve tescil ile 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteklerine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak 22 Temmuz 1952 tarih, 74 sıra numaralı ve 5000,00 m² yüzölçümlü ve 22 Nisan 1936 tarih, 72 sıra numaralı ve 2757,00 m² yüzölçümlü tapu kayıtları, taşınmazların bulunduğu ... köyünde 1968 yılında yapılan tapulama sırasında 223 sayılı parsele 21.900,00 m² yüzölçümlü olarak revizyon gördüğü ancak Hazinenin yaptığı itiraz üzerine Tapulama komisyonu, 05/07/1972 tarihli kararıyla, tapu kayıtlarının hudutlarının genişletilmeye müsait olduğu gerekçesiyle, itirazın kabulüne ve 223 sayılı parselin 7757,00 m² yüzölçümlü olarak diğer yönlerden kadastro tespiti gibi tesciline, krokide (a) harfiyle gösterilen 14.143,00 m² tarlanın ise son parsel sayısı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ve anılan karar itiraz edilmeksizin 20/11/1972 tarihinde kesinleşmiş, bu karar uyarınca krokide (a) ile gösterilen 14.143,00 m² yüzölçümündeki bölüme 734 parsel sayısı verilerek Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacıların tapu iptal ve tescil istekleri yönünden; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna, tazminat isteği yönünden ise dayanılan eski tapu kayıtlarının miktarı kadar davacılar adına revizyon gördüğü anlaşıldığına ve kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, kadastro komisyonu veya kadastro mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı veremeyeceğine göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine17/10/2016 günü oy birliği ile karar verildi.