Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kararda yasa yolu, mercii, şekli, süresi, süresinde yasa yoluna başvurulmaması halinde kesinleşeceği hususlarının açıkça yer alması gerekeceği, kararın kesin nitelikte olmamasına rağmen kararın kesin olduğunun belirtilmesi suretiyle sanık ve müdafiinin yanıltıldığı bu yanılgıdan sanık müdafiinin de yararlanacağı, mahkemece dosyanın esası hakkında karar verildikten sonra, hükmün yasa yolu kısmında cezanın miktarı itibariyle kesin olduğu belirtilerek sanık ve müdafiinin yanıltılması sebebiyle, yasa yolunun doğru olarak gösterildiği 23/05/2016 tarihli tavzih kararının ve gerekçeli kararın sanık müdafiine tebliğ edildiği, ancak kararın gıyapta verilmesine rağmen tavzih kararında kararın sanığın yüzüne karşı verildiği ve temyiz süresinin tefhimden itibaren başladığı belirtilerek sanık ve müdafiinin yanıltıldığı anlaşıldığından bu kez usulüne uygun şekilde 22/07/2016 tarihinde verilen yeni tavzih kararı ile gerekçeli kararın sanık müdafiine 29/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği halde sanık müdafiinin kararı temyiz etmediği anlaşılarak yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- 5271 sayılı CMK’nın 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesiyle değişik 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden “sanık hakkında seçenek yaptırımlar mecburi olarak uygulandığından” şeklindeki yetersiz gerekçe ile sabıkası bulunmayan sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesiyle değişik 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanmamasına karar verilmesi, 2- Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının taksitlerinden birinin zamanında ödenmemesi halinde, geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceğinin ihtaratı ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde “taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde tamamının bir defada tahsiline” karar verilmesi Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.