3. Hukuk Dairesi 2014/10750 E. , 2014/16957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BATI 2. AİLE MAHKEMESİ(KAPATILAN SİNCAN 2.AİLE MAHKEMESİ)
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2013/859-2014/172
Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesi ile; davalı ile 2010 yılında boşandıklarını, davalı lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, boşandıktan sonraki süreçte tüm çabalarına karşın düzenli bir iş bulamadığını, hükmedilen nafakayı ödemede sıkıntı yaşadığını, bu nedenle hakkında hapis cezasına hükmedildiğini, nafaka bedeli ödemek için kredi çektiğini halen bu krediyi ödediğini, 2012 yılında da yeniden evlendiğini belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını olmadığı takdirde nafaka miktarının indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının hükmedilen nafakayı ödemek istemediğini, bu nedenle bilerek ve isteyerek düzenli bir iş hayatı kurmadığını, sigorta kaydı da yaptırmadığını, çalışmasına engel bir durum bulunmadığını, boşanma davası sırasında hükmedilen nafakanın günümüz şartlarında miktar olarak oldukça düşük olduğunu, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının alt mütahitlik yaptığı, bu hali ile işten çıkarıldığı beyanlarının inandırıcı olmadığı, davalının ailesi ile yaşadığı düzenli gelirinin bulunmadığı, davacının davalının yoksulluktan kurtulduğuna dair bir iddiasının ve dosyada buna yönelik bir delilinin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine hükmolunmuştur.
Hüküm davacı ve davalı taraflarca ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda;
23.12.1976 gün ve 11/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında harç, adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetin gerektirdiği kırtasiye ve formalite masraflarını karşılamak için şahıslardan Hazine’ce alınan bir para olarak tanımlanmıştır.
Diğer bir ifade ile yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete, ondan yararlananların katkısıdır. Harçlar Kanunu’nun 1.maddesinde, bu Kanun’a göre alınacak harçlar arasında, diğer harçlar yanında yargı harçları da gösterilmiştir.
Yine 24.04.1945 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında ve 6100 sayılı HMK 326 maddesi Uyarınca Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323 1/ğ)
Bu ilkeler ışığında davanın reddi cihetine gidilen mevcut yargılamada; bakiye harcın davacıdan tahsil edilerek ile hazineye gelir kaydı olarak alınması gerekli iken davalıdan alınarak davacıya ödenmesine yönelik karar verilmesi ve HMK 326 ve HMK 323 1/ğ maddesi hilafına davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş olması isabetsiz olup,
İlgili hususlar bozmayı gerektirmiştir .
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.